| Bu hiç de iyi gözükmüyor. Senin paranı almadı, değil mi? | Open Subtitles | هذا لا يبدو جيدًا ، لم يأخذ مالكِ أليس كذلك ؟ |
| paranı almayı unutma sakın. | Open Subtitles | اسمعي، دعينا لا ننسى عليكِ أن تحصلي على مالكِ |
| Saatin kaç olduğu umurumda değil. Onlara anlaşmayı iptal etmek ve paranı geri almak istediğini söyle. | Open Subtitles | لا أهتم ما هو الوقت، قولي لهم انكِ تريدين الغاء الصفقة و انكِ تريدين استعادة مالكِ |
| Kötü kelime seçimi. Bu senin paran. | Open Subtitles | حسناً ، أختيار سيء للكلمات إنه مالكِ |
| - İyi oldu. paranızı onları cesaretlendirmek için kullanmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أتمنى ذلك، فأنا لا أريد أن تهدري مالكِ تشجيعاً لهما |
| Bana biraz Para kaybetmek hoşuna gitmez mi? | Open Subtitles | ألا تحبين خسران مالكِ من أجلي أيضاً؟ |
| Bakar mısınız? Biraz önce giden bey bu teknenin sahibi mi? | Open Subtitles | هل كَانَ ذلك مالكِ المركب الذي نزل قبل قليل؟ |
| Emekliliğinizden önce hesabınızdaki parayı çekerseniz ceza olarak neredeyse paranızın yarısını kaybedeceksiniz. | Open Subtitles | بصرفكِ لحسابك قبل التقاعد ستخسرين تقريباً نصف مالكِ |
| Lanet olası paranı almasın diye kızlarının üzerine yemin ettirdiğimi söylemedi mi? | Open Subtitles | لقد جعلتها تعدني على حياة ابنتنا أن لا نأخذ مالكِ |
| İşte bu yüzden sana kişisel olarak güvencemi sunuyorum ki o da paranı 6 ay içerisinde üç katına çıkaracağındır. | Open Subtitles | لهذا السبب سأعطيكِ ضمانتي الشخصيّة التي ستضاعف مالكِ في غضون ستة أشهر |
| Burası satılık ama paranı kefaletin için saklasan iyi olur. | Open Subtitles | هذا المكان معروض في السوق، لكنّكِ ستحتاجين لتوفير مالكِ لدفع الكفالة. |
| Bize sürekli ne kadar fakir olduğunu söyleyip duruyorsun yine de tüm paranı bunlara harcıyorsun. | Open Subtitles | دائما ما تخبرينا كم أنت فقيرة, و مع ذلك لازلتِ تنفقين مالكِ على هذه السخافات |
| Tavuklarım olmasaydı, senin fakir olmadığını anlarlardı, paranı bulur ve seni öldürürlerdi. | Open Subtitles | فبدون دجاجتي، كانوا سيعرفون بأنكِ لست فقيرة كانوا ليجدون مالكِ ويقتلونك |
| Bu arada, bütün paranı da alır. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، هي تَأْخذُ كُلّ مالكِ. |
| Banka paranı kullanıyor ve bir yüzdeyle sana bunun bedelini ödüyor. | Open Subtitles | البنك يدفعون حصة لكِ لأجل أستخدام مالكِ |
| Endişelenme. Ayrıca sana paranı geri ödeyeceğim. | Open Subtitles | لا تقلقِ حول هذا، وسأرد لكِ مالكِ |
| Bu yüzden küçük süt paranı alıp, köşebaşına gidebilirsin. | Open Subtitles | لذالك بمكنكِ أخذك مالكِ القليل |
| Kaybettiğim tüm Para... senin paran. | Open Subtitles | إنّه كُلّ المال الذي خسرته مالكِ |
| Fakat senin de paran. Teşekkür ederim. Güzelce kullanacağım. | Open Subtitles | لكنه ليس مالكِ أيضاً ، لذا شكراَ / سأستعمله جيداً |
| Dedim ya, paran emri kaldırmam için bir şey ifade etmez. | Open Subtitles | قلت أن مالكِ ليس السبب الذي دفعني لرفعه |
| Haritayı verdiniz, paranızı aldığım için neredeyse suçluluk duyuyordum. | Open Subtitles | لقد أعطيتينا خريطة أنا سأشعر بالذنب عندما آخذُ مالكِ |
| Orada boşanmaya karar verdi ve sana Para göndermedi. | Open Subtitles | ثم طلقكِ هناك و لم يعطيكِ حتى مالكِ |
| Sarı Hyundai'nin sahibi arabanız çekiliyor. | Open Subtitles | إلى مالكِ سيارة هيونداي الصفراء، سيارتكَ تُقطر. |
| Pekâlâ, evrak işlerine başlayıp hesabınızdaki parayı bir saat içinde size teslim edeceğiz. | Open Subtitles | حسناً , سأبدأ بالسندات الورقية وستأخذين مالكِ في هذه الساعة |
| ..ve size yemin ediyorum bu gece paranız hazır olacak. | Open Subtitles | و اقسم بالله اننا سوف نجلب مالكِ الليله نفداً .. |