"مالَ" - Traduction Arabe en Turc

• parasını
• borcu
• parasına

O andan sonra Rusların fidye parasını ileteceklerine ve rehineyi sağ olarak getireceklerine inancım kalmadı.
لقد تبددت أيّ ثقة بِأَنَّ هؤلاء الرجالِ سيتسلمونَ مالَ الفديةَ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ويُرجعون الرهينةَ بسلامة

Sigorta parasını Palmeri'ye veririz, olur biter.
نَعطي مالَ التأمينَ إلى بالميري، وهذا هو

onu bulup şirketimizin parasını kurtaracağım.
انا ذاهب لتعقّبُه، وإستعادْة مالَ الشركةَ،

Adamın borcu vardı. Şimdi başıma açılan bu işler yüzünden borcu daha da kabaracak.
الآن، الطريق هذا يَعْملُ، هو سَيَدِينُني مالَ أكثرَ.

- Bize borcu var!
إدعمْ. - يَدِينُنا مالَ!

Burada olan şu ki, veznede oturan bu adam yol parasına ihtiyaç duyan insanlara para verir.
كُلّ عِنْدَنا رجل صَغير الذي يَقِفُ وراء عدّاد وهو يَعطي مالَ للناسِ إذا يَلتزمونَ بدَفْع ثمن النقلِ.

Gerçekten... ben gerçekten, gerçekten, kira parasına gerçekten ihtiyacım var.
حقاً... أنا حقاً، حقاً، حقاً، حقاً إحتجْ مالَ الإيجارَ.

- Son verdiğim malın parasını verin.
سلّمْ لي مالَ الدفعةِ الأخيرةِ

Banka ayın 1'inde parasını istiyor.
حاجة المصرفَ هم مالَ في الأولِ.

Yani savaş sırasında devletin parasını kaybettiysem de, bu göz önüne alınacaktır.
إستعملتُ مالَ كثيرَ مِنْ الحكومةِ لكن mيrelo مِنْ هذه وجهةِ النظر.

Fidye parasını geri aldı.
إستعادَ مالَ الفديةَ.

Size borcu var.
يَدِينُك مالَ.

Kefalet parasına ihtiyacım olacak.
سَأَحتاجُ مالَ كفالةِ