"مايستحق" - Traduction Arabe en Turc

• değer
• hak

Marcus nelerin savunulmaya değer olduğuna dair bir söylev verirdi şimdi.
ماركوس كان يكون له خطاب لو كان هنا حول مايستحق الدفاع عنه

Para yok, iş yok... çalışmaya değer iş yok yani, alınma lütfen.
ليس هناك مال أو عمل , وليس حتى هناك مايستحق ... لا أقصد أي إساءة

Evet, almaya değer bir şey yok.
نعم,لايوجد هنا مايستحق الأخذ

Çünkü Sanayi Devrimi'nin babası, babalarından biri olan Adam Smith, insanların doğasının tembel olduğuna ve uğraşmaya değer hâle getirmediğiniz sürece hiçbir şey yapmayacaklarına inanmıştı. Uğraşmaya değer hâle getirmenin yolu ise, teşvik etmek, onlara ödüller vermekti.
بسبب واحد من آباء الثور الصناعية آدم سميث كان مقتنعاً بأن البشر كانوا بطبعهم كسولين جدا ، و كانوا لا يفعلون شيئاً ماعدا مايستحق وقتهم ، و الطريقة التي تجعله يستحق وقتهم كانت عن طريق التحفيز بإعطائهم مكافآت ،

Yüzbaşıyı aramasını söyle. Bunu hak etti.
قل له أن يتصل بالنقيب سينال السافل العجوز مايستحق

Korsan mal olayı ve bunun hesabını ona soracağım. hak ettiğini bulacak.
سأديره في مواد مسروقة وهذه التفاهة هو سيحصل على مايستحق

Konuşmaya değer yok.
-لا يوجد مايستحق الذكر

Ya da baban hak ettiğini bulduğu için mutlusun.
أو انت سعيد لان والدك حصل على مايستحق

Ne hak ettiyse onu alacak.
سوف ينال مايستحق