Ama hepsininde bildiği üzere bunlar, tatbikatlarda olan şeylerdir. | Open Subtitles | وبقدر مايعرفه معظم الطلاب ,هذا لايزال مجرد تدريب |
Tanrım, annemi beceren herifi herkesin bildiği şeyi, yani onu sevmediğini görememesi için kör ettiğin için çok ama çok minnettarız. | Open Subtitles | شكر كبير لأعمائك الأحمق الذي يصاحب امي لكي لا يرى مايعرفه الجميع |
En sonunda Jack'e bildiği her şeyi öğreten adamla tanışmak benim için büyük şeref. | Open Subtitles | أتعلم يا "جاك الأب"؟ إنه من الرائع أن أقابل الرجل الذي علم "جاك" كل مايعرفه |
Bu herifin ne bildiğini öğrenmeliyim. | Open Subtitles | أحتاج لإكتشاف مايعرفه هذا الرجل |
Kafasının içine girmeye çalışıyordu tek gözlü Sıçrayan hakkında bildiklerini araştırıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول الدخول الى راس بين ليعلم مايعرفه بين عن السكيتر ذو العين الواحده |
Büyük Jack sonunda Jack'e bildiği her şeyi öğreten erkekle tanışmak harika. | Open Subtitles | أتعلم يا "جاك الأب"؟ إنه من الرائع أن أقابل الرجل الذي علم "جاك" كل مايعرفه |
Dünyaya dair bildiği her şey ona gösterdiklerinizden ibaret. | Open Subtitles | كل مايعرفه بالعالم هو ما أريته إياه |
Hepinizin de bildiği gibi geçen sene Keller, hapishaneden kirişi kırdı. Hem de sıkı korunan bir tesise nakledildiği sırada. | Open Subtitles | على حسب مايعرفه بعضكم ، لقد هرب (كيلير) من . السجن العام الماضي ، خلال نقله إلى سجن مشدد أمنياً |
Tek bildiği, adının Ed Goodson olduğu ve San Diego'da yaşadığı. | Open Subtitles | جلّ مايعرفه أنّ أنّ إسمه هو (إيد جودسون) ويعيش في (سان دييغو) |
- Bence bildiği her şeyi anlattı. | Open Subtitles | اعتقد انه اخبرنا بكل مايعرفه. |
Will'in bildiği şeyi bildiğini kimseye söyleme. | Open Subtitles | لا تخبري أحدًا أنكّ تعرفين مايعرفه (ويل). |
Tek bildiği Vincent'in Zach ile konuşmaya gittiği. | Open Subtitles | كل مايعرفه (ان (فيننست) غادر ليقنع (زاك |
Peder Knapp'in tespihini bulursak belki Bay Parish onu okuyabilir ve pederin bu harita hakkında bildiği şeyleri öğrenebiliriz. | Open Subtitles | إذا أستطعنا العثور على مسبحة الموقّر (ناب) لربما يستطيع السيد(باريش)أن يقرأ تاريخهم وأن يكتشف مايعرفه الموقّر الإبن عن هذه الخريطة. |
Tek bildiği bu. | Open Subtitles | هذا كل مايعرفه . |
Bütün bildiği bu. | Open Subtitles | هذا كل مايعرفه |
Ne bildiğini öğrenin, ama hırpalamayın. | Open Subtitles | إكتشفوا مايعرفه لكن لا تؤذوه |
Caleb'in neler bildiğini bilmeliyiz. | Open Subtitles | " يجب علينا أن نعرف مايعرفه "كايلب |
Belki de Bay Parish bu hikayeyi çözebilir ve Peder'in bu harita hakkında ne bildiğini de. | Open Subtitles | لربما يستطيع السيد(باريش)أن يقرأ تاريخهم وأن يكتشف مايعرفه الموقّر الإبن عن هذه الخريطة. |
Pekâlâ, ihtiyarın bildiklerini öğrenene kadar herkes belinde silahla gezecek. | Open Subtitles | حسناً, حتى يمكننا معرفة مايعرفه الرجل العجوز الجميع بحاجة إلى الحزم الشديد في كل الوقت |