Hiçkimsenin bunu soracağı Michael'in aklına gelmemiştir... | Open Subtitles | ,أنا لا أعتقد أنه حتى سيخطر في بال مايكل أن أحدا سيطلب منى هذا حسنا. |
Kitty'nin Gob'a olan bariz ilgisini gören Michael, bunu... kullanabileceğini fark etti. | Open Subtitles | أدرك مايكل أن إنجذاب كيتي الواضح لجوب من الممكن أن يكون في مصلحته |
Kitty'nin Gob'a olan bariz ilgisini gören Michael, bunu... kullanabileceğini fark etti. | Open Subtitles | أدرك مايكل أن إنجذاب كيتي الواضح لجوب من الممكن أن يكون في مصلحته |
Michael annemle çıkmaya başladığından beri dışarı çıkarken Jim ile beni de çağırıyor. | Open Subtitles | حاول مايكل أن ياخذني وجيم للخروج منذ أن بدأ بمواعدة امي. |
Bu belirsizlik ortamında bile Michael Scranton ekibini yüksek oranlı kârlarda tutmayı başarmıştır. | Open Subtitles | في هذه الظروف الغير إعتيادية نجح مايكل أن يحافظ على ثبات الأرباح من فرع سكرانتون |
Michael'ın Noel Baba olmasını isteyenler, elini kaldırsın. | Open Subtitles | وإن أردتم مايكل أن يكون بابا نويل فقط ارفعوا ايديكم |
Michael daha önce evlenmiş ve iki kızın olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | هل يعلم مايكل أن لديكِ زوج سابق وابنتين منه |
Michael çocukların velayetinin eski kocanda olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | هل يعلم مايكل أن زوجكِ السابق يمتلك الحضانة الكاملة للطفلتين |
John'ın aklını başına devşirerek inanılmazı başardın, Michael. | Open Subtitles | ما فعلته مثير للدهشة يا مايكل أن تفهم نفسية جون |
Anlaman gereken şey şu Michael, burada hatayı affetmeyiz. | Open Subtitles | انظر، ما يجب ان تفهمه يا مايكل أن هذه منطقة مفتوحة |
Ama Michael başarılı olmuş olsaydı artık yakasını ondan kurtaracaktı. | Open Subtitles | لكن لو كان مقدراً لـ "مايكل" أن ينجح , كان سيكون مستقلاً عنه |
Michael ayının onunla birlikte tutuklu olmasını istedi. | Open Subtitles | أراد مايكل أن يكون الدب سجينا معه |
Michael, ayının da kendisiyle esir edilmesini istedi, | Open Subtitles | أراد مايكل أن يكون الدب سجينا معه |
George Michael, Surely Fünke sorununu kökten çözmeye karar verdi. | Open Subtitles | قرر (جورج مايكل) أن يضع حداً لقصة (شورلي فيونكي)، للأبد |
George Michael, Surely Fünke sorununu kökten çözmeye karar verdi. | Open Subtitles | قرر (جورج مايكل) أن يضع حداً لقصة (شورلي فيونكي)، للأبد |
Michael ekipmanımıza bir göz atmak istedi. | Open Subtitles | يريد مايكل أن يلقي نظرة على معداتنا |
Peki, Michael, bu durumda ona tazminat ödemek zorunda olduğumuzu da biliyor musun? | Open Subtitles | هل تدرك , " مايكل " , أن علينا الآن دفع تعويضات إنهاء الخدمة ؟ |
Michael'ın özneyi kullanmasını isteyen Ryan'dı, bilgisayar sistemini açıklamak için, yani nesneyi. | Open Subtitles | -كيف إستعملها ؟ رايان أراد من مايكل أن يكون الفاعل لشرح نظام الكمبيوتر هو المفعول به |
Bir böbreğimi satmayı düşünüyordum ama Michael genel müdürlükte yarı-zamanlı bir iş önerdi. | Open Subtitles | فكّرت في بيع كليَة لكن عرض علي "مايكل" أن يؤمنّ لي عملا بدوام جزئي في الشركة |
Aslında Michael ile benim sizinle konuşmak istediğimiz bir konu var. | Open Subtitles | بالحقيقة هذا شيء نود أنا و (مايكل) أن نتحدث معكِ عنهُ |