Bu kaçınılmaz, korkunç ama benim gerçekten konuşmak istediğim şey İnsanların öldükten sonra arkalarında bıraktıklarıyla büyüleniyor olmam. | TED | رغم أنه لا مفر منه، رهيب، لكن ما أريد الحديث عنه في الواقع أنا مفتونة بالتركة التي يخلفها الناس بعد موتهم |
Bu yüzden bu kadın siyasi devrimini nasıl yapacağımızla ilgili biraz düşündüm ve bugün sizinle konuşmak istediğim şey bu. | TED | ولذلك قدمتُ بعض الأفكار عن كيفية بناء هذه الثورة النسائية السياسية وهذا ما أريد الحديث عنه اليوم. |
Sizinle bugün konuşmak istediğim şey şu özel HÜCRE, veya bir grup hücre, ve bu hepimizde tek tek mevcut. | TED | ما أريد الحديث عنه اليوم هي تلك الخلية المحددة أو مجموعة الخلايا الموجودة بداخل كل منا |
konuşmak istediğim şey bu. | TED | هذا ما أريد الحديث عنه |