Ama Söylemek istediğim şey; bir şeyleri değiştirebileceğimiz ve bunları yatırımlarla yapabileceğimiz. | TED | ولكن ما أريد قوله هو أننا نستطيع أن نحدث تغييراً ونستطيع ذلك بالإستثمار |
Seni son görüşüm olabilir. Sana Söylemek istediğim bir şey vardı. | Open Subtitles | ربماتكون هذه المرةالأخيرةالتي .أراك فيها.هناك ما أريد قوله |
Söylemek istediğim başarılı olması için biraz daha beklemen. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله أنه عليك الإنتظار مدة أطول حتى تصبح ناجح |
Demek istediğim şu ki belki de cevabı yanlış yerde arıyoruz. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله هو.. ربما نحن نبحث في المكان الخطأ. |
Demek istediğim, buraya partilere katılmak ve içki içmek için taşınmadın, değil mi? | Open Subtitles | ما أريد قوله هو، أنتِ لم تنتقلي إلى هنا لكي تشربي وتحتفلي، صحيح؟ |
Söylemeye çalıştığım şey, her zaman bir konun var. Bu kendinsin. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله هو انكِ وجدتِ موضوعك بالفعل. |
Havuzda gördüğünüz uygunsuz davranıştaki rolüm için üzgün olduğumu söylemek istiyorum sadece. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله بأني أسف جدا للمشهد الذي رأيتني به في البركة |
Bak, tek Söylemek istediğim, senin suçun değildi. | Open Subtitles | اسمع ، كل ما أريد قوله هو أن ما حدث لم يكن خطأك |
Sanırım Söylemek istediğim bundan sonra hayatında neler yapacağını sormak. | Open Subtitles | أعتقد أن ما أريد قوله هو ماذا ستفعلين في بقية حياتك ؟ |
Seni buraya getirdiğimden beri sana Söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | منذ أن أحضرتك هنا , هناك ما أريد قوله لك |
Söylemek istediğim şu ki; ona güvenemezsin. | Open Subtitles | ما أريد قوله هو أنه لا يمكنكِ الاعتماد عليه |
Söylemek istediğim şey şu: Sen benim en iyi arkadaşımsın ve özür dilerim. | Open Subtitles | ما أريد قوله هو أنك أفضل أصدقائي و أنا آسفة |
Tek Söylemek istediğim ikinizle de uzun süreli bir ilişki istemiyorum. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله انني لا أريد علاقة طويلة الأمد مع أي منكما |
Yani Demek istediğim, şu an bu salonda bulunanların çoğu büyük beden olarak görülüyor. | TED | لذلك ما أريد قوله أساسا هو أن أغلبية الموجودين في الغرفة الآن يعتبرون من المقاس الكبير. |
Şey... Demek istediğim şu ki siz bana her zaman iyi davrandınız. | Open Subtitles | ما أريد قوله هو أنكِ كنتِ مهذبة معى على الدوام |
Demek istediğim şey, muhtemelen daha mutlu olmayacak ki bu durum da bizi sana getiriyor. | Open Subtitles | ما أريد قوله أنه ربما لن يصبح أكثر سعادة مما يعيدنا لك |
Demek istediğim, Joey ve Charlie'nin ortak bir yönleri olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ما أريد قوله هو أن جووي و تشارلي ليس لديهما شيء مشترك |
Teklif ettiğin andan itibaren, tek Demek istediğim evetti. | Open Subtitles | منذ سألتني الزواج كل ما أريد قوله هو نعم |
Söylemeye çalıştığım şey şu doktorlarımı çok kızdırdım. | Open Subtitles | .. أعتقد أن ما أريد قوله هو لقد أغضبت أطبائي حقاً |
Senin için sorun yoksa, söylemek istediklerimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | إذا كنت موافقة أريد أن أقول ما أريد قوله |
Ve işte diyorum ki: Sadece bir makine var, ve işletim sistemi Web. | TED | بذلك، خطة، فعل، أخذ بعيداً. أذن هذا ما أريد قوله: هناك آلة واحدة فقط، والويب هي برنامج تشغيلها. |
Klasik bir perili ev vakasındansa bir hortlak baskını söz konusu olabilir demek istiyorum. | Open Subtitles | ما أريد قوله هو أن هذا قد يكون إقحام للأشباح بدلا من الشر المترسب |