Ama sen anlaştığımız miktarı getirmedikçe, benim burada işim ne ? | Open Subtitles | ولكن لو لم تُـحـضـر ما إتفقنا عليه ماذا سأفعل هنا ؟ |
Bu bizim anlaştığımız değil ki. Yarısı bile yok burada. | Open Subtitles | ليس هذا ما إتفقنا عليه لا يصل حتى إلى النصف |
anlaştığımız şeye sadık kalalım Simon. | Open Subtitles | نريدك أن تستمر على ما إتفقنا عليه, سايمون |
Paramı geri istemiyorum. anlaştığımız şeyi istiyorum. | Open Subtitles | .لا أريدُ بأن تعيده .أريدُ ما إتفقنا عليه |
Ve anlaştığımız her şeyle ilgilenmek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد الإلتزام بكل ما إتفقنا عليه |
Sonrasında da anlaştığımız gibi Havana ve kaybettiğin milyonlarını geri kazan. | Open Subtitles | " و من ثم أنت تأخذ " هافانا و الملايين التي أنت خسرتها , مثل ما إتفقنا |
anlaştığımız gibi otelimden uzak dur. | Open Subtitles | أنت تبقي بعيد عن فندقي . مثل ما إتفقنا |
- anlaştığımız teslimatları hepiniz yaptınız. | Open Subtitles | كلكم سلمتم ما إتفقنا عليه |
anlaştığımız iş bu değildi. | Open Subtitles | هذا ليس ما إتفقنا عليه |
Ama bu anlaştığımız rakam değil, değil mi ? | Open Subtitles | ولكن هذا ليس ما إتفقنا عليه |
anlaştığımız şeyleri. | Open Subtitles | فقط ما إتفقنا عليه |
- anlaştığımız şeye sadık kalmalıyız. | Open Subtitles | - يجبُ أن نبقى على ما إتفقنا عليه |
anlaştığımız bu değildi. | Open Subtitles | إنها ليست ما إتفقنا عليه |
- Evet, anlaştığımız rakam 109.000 dolardı. - Ama söylediği o değil. | Open Subtitles | -أجل، هذا ما إتفقنا عليه، 109.000 دولار . |
anlaştığımız miktar buydu Osbourne Cox. | Open Subtitles | هذا ما إتفقنا عليه يا (اوسبورن كوكس) |
- Fakat bizim anlaştığımız bu değildi. | Open Subtitles | -لكن هذا ليس ما إتفقنا عليه . |