Ne demek istediğini anladım. | Open Subtitles | . أجل . هذا هو ما تعنيه . انه مثير للشفقة |
Bu kimin fikriydi, bu kadar vakit suyun altında? Sanırım çekçem iyiye gidiyor, çünkü Ne demek istediğini anlıyorum. | Open Subtitles | تحسّنت لغتي التشيكية لأنني أفهم ما تعنيه |
Bu, çok fazla kullandığımız bir kelime ama gerçek anlamını ve hayatımızın farklı alanlarında nasıl işe yaradığını düşünmeden kullanıyoruz. | TED | إنها كلمة نستخدمها كثيرًا. دون التفكير دائمًا حول ما تعنيه حقًا وكيف تعملُ في مختلف سياقات حياتنا. |
Tabii ki, demek istediğin Roma zengin ve biz de onu o şekilde tutmalıyız. | Open Subtitles | بالطبع ما تعنيه هو أن روما غنيه ويجب أن نحافظ على ذلك |
- Hayır, ne demek olduğunu biliyorum. - Rahatladım doğrusu. | Open Subtitles | ـ نعم، انا اعرف ما تعنيه ـ حسناً، انا مرتاح |
Yapmak istemediğimden Ne demek istediğini anlıyorum. | Open Subtitles | أعرف ما تعنيه لأنني أيضا لا أريد القيام بهذا |
Anlıyorum Ne demek istediğini Bana öyle gülümsediğinde | Open Subtitles | وأعرف ما تعنيه حين تعطيني لمحة من تلك الإبتسامة |
- Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم ما تعنيه كلياً. إذن، أود أن أحضر لهذا، متى ستكون؟ |
Önce Ne demek istediğini açıklar mısın? | Open Subtitles | هل يمكنك أن توضح ما تعنيه أولاً؟ الإنترنت. |
Ne demek istediğini anlıyorum. | Open Subtitles | اعرف تماما ما تعنيه كريستينا ايضا تميل للالفاظ |
Bu kelimenin anlamını biliyor musun, merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل عما إذا كنت تعرف ما تعنيه هذه الكلمة |
anlamını bilmediğin ama yine de söylediğin tabirler vardır ya? - Yine konudan saptım mı? | Open Subtitles | لا أحد يعرف حقاً ما تعنيه لكنك تقولها على أي حال |
Sonuna kadar orada durmadım, eğer demek istediğin buysa. | Open Subtitles | لم أبقَ حتّى النهاية تماماً إن كان هذا ما تعنيه |
demek istediğin eğer insan kalbi yemezse, gerçek görünümü ortaya mı çıkacak? | Open Subtitles | ما تعنيه هو... إن لم تجد قلب لتأكله فسوف تكشف شكلها الحقيقي؟ |
Şimdiye kadar bu kelimenin ne demek olduğunu bile anlamıyordum. | Open Subtitles | لم أكن حتى فهم ما تعنيه هذه العبارة حتى الآن. |
Sana bayılmıyorum tabii, Kastettiğin buysa. | Open Subtitles | اللعنة, أنا متأكد ليست حلوة إذا كان هذا ما تعنيه |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما تعنيه |
ne demek istediğinizi anlıyorum. İnanın bana, bu şehre alışmak yıllarımı aldı. | Open Subtitles | انا اعرف ما تعنيه ,صدقينى , لقد اخذت سنوات حتى اعتدت على هذه البلدة |
Hayır, hazır olmamız gerekiyor, paramızın olması gerekiyor, bilginin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekiyor, ve yıldırım hızıyla hareket etmek zorundayız. | Open Subtitles | كلاّ، يجب أن نكون جاهزين ، ويجب أن نُعدّ النقود ويجب أن نعرف ما تعنيه تلك المعلومة ويجب أن نتحرّك بسرعة |
Ona nasıl söyleyebilirdim ki... müzik benim için ne ifade ediyor? | Open Subtitles | كيف أستطيع أن أخبره؟ ما تعنيه الموسيقي لى. |
Yani ne dediğini anlamaya çalışmakla o kadar meşguldüm ki gergin olmayı unuttum. | Open Subtitles | أعنى ، أننى كُنت مشغول بفهم ما تعنيه ، و نسيت العصبية |
Demek istediği, bizim mahallemizde, insanlar bu kadar çabuk çıkamıyorlar. | Open Subtitles | ما تعنيه هو، عندنا بالحي لا يخرج الناس في الحال |
"İyi"den neyi kastettiğine bağlı. Bu sandalyeleri severim. | Open Subtitles | هذا يعتمد على ما تعنيه بـ"جيد" أحب هذه المقاعد |
O zaman demek istediğiniz, eğer bu haberler yeterince insanı etkilerse-- | Open Subtitles | ما تعنيه أنه لو أثرت التغطية على عدد كافٍ من الناس |
Öğretme becerilerine sahip olan ve seyirciyi olaya dahil edebilen kişiler öğretmenlik lisansının ne olduğunu bile bilmiyorlar. | TED | من لديهم مهارات التدريس وإشراك الجمهور لا يعرفون ما تعنيه شهادة مدرّس حتى. |