Gerçekte ne olduğunu ne yazık ki Finnerman'a soramıyoruz. | Open Subtitles | لذلك من المؤسف أننا لا نستطيع أن نطلب Finnerman ما حدث فعلا. |
Gerçekte ne olduğunu anlat bana. | Open Subtitles | قل لي ما حدث فعلا. |
- Gerçekte ne olduğunu anlat. | Open Subtitles | -أخبريني ما حدث فعلا |
gerçekte olan şey, annenin avukatını ayağından vurmadan önce getirdiği çantaya bir delik açmamdı. | Open Subtitles | ما حدث فعلا هو أنني أحدثت ثقباً في الحقيبة، وبعد ذلك أطلقت النار على محامي والدتك في قدمه. |
Bu işin içerisinde yeterince zaman harcadım, yani Beyaz Saray hususunda, hani bildiğiniz kampanyalar, ve bu tip işleri yapan insanlardan yeterince tanıdım, bunu bildiğim için, bir olay hakkında medyanın halka sunduğu haberler, asla gerçekte olan şeyler değildir. | Open Subtitles | لقد أمضيت وقتا كافيا فى البيت الأبيض وأنت تعرف الحملات الانتخابية وأنا عرفت ما يكفى من الناس الذين يعملون هذه الأشياء لمعرِفة ذلك، النسخة المعلنه من الأخبارِ عن أى حدث لا تكون ما حدث فعلا على الإطلاق |
Tamam, gerçekte olan bir şey değildi. | Open Subtitles | حسنا، لم يكن شيء ما حدث فعلا. |