Adam kavgacı olabilir ama zaten bir ruhu ve içinde derinlerde bir yerde doğru olanı yapma güdüsü var. | Open Subtitles | من الممكن أن يكون وحشي , ولكنه يملك روح و في داخل الاعماق, هناك دافع بأن يعمل ما هو صحيح |
Gerçek bir lider başkalarına aldırmadan doğru olanı yapar. | Open Subtitles | الزعماء الأقوياء يفعلون ما هو صحيح دون أن ينتابهم القلق |
Ama doğru olanı yapman lazım. Doğru bildiğin şeyi. | Open Subtitles | ولكن يجب عليك ان تفعل ما هو صحيح ما تعرف انه صحيح |
Ama geleneksel toplumlardaki ihtiyarlar hakkında Doğru olan şey geleneksel toplumların diğer özelliklerinde de doğru. | TED | ولكن ما هو صحيح حول حياة المسنين في المجتمعات التقليدية هو صحيح بالنسبة للعديد من ملامح المجتمعات التقليدية أيضا. |
Hatalı olduğunuzu keşfetmek Neyin doğru olduğunu bulmanın tek yolu. | TED | معرفة أنك على خطأ هي الطريقة الوحيدة لمعرفة ما هو صحيح. |
Ama doğru olanı yapman lazım. Doğru bildiğin şeyi. | Open Subtitles | ولكن يجب عليك ان تفعل ما هو صحيح تعلم ماهو صحيح؟ |
Kimse buna uzun süre dayanamazdı. Siz doğru olanı yaptınız. | Open Subtitles | لا أحد يستطيع تحمل هذا كثيرا انتي فعلتي ما هو صحيح |
Şu anda seni daha iyi hissettirecek bir şey varsa o da doğru olanı yapmaktır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي سيجعلكِ تشعرين بأنكِ أفضل هو إذا فعلتِ ما هو صحيح. |
Cesaret, bedenimizin zayıflığına rağmen doğru olanı yapmaya cüret etmektir. | Open Subtitles | الشجاعة هي الجرأة بأن تفعل ما هو صحيح بالرغم من ضعف لحمنا. |
Şimdi durulmanın ve doğru olanı yapmanın zamanı geldi mi? | Open Subtitles | لذلك حان وقت الاستراحة وفعل ما هو صحيح ؟ |
RAB'bin gözünde iyi ve doğru olanı yapmalısınız. | Open Subtitles | يجب ان تفعلوا ما هو صحيح وما هو جيد في نظر الرب |
doğru olanı yapmamız gerek. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى العمل، اه، نفعل ما هو صحيح. |
Slyvia ve Henry ile ilgili doğru olanı yapacaksın değil mi? | Open Subtitles | سوف تفعل ما هو صحيح مع سيلفيا و هنري ، أليس كذلك ؟ |
Bu yüzden, onun için, eşi için, ailesi için, lütfen doğru olanı, uygun olanı yap. | Open Subtitles | لذلك , أرجوك , لأجله , لأجل زوجته لأجل عائلته إفعل ما هو صحيح , ما هو لائق |
Şimdi, onunla mücadele ediyorsun ve edeceksin, ama doğru olanı yap. | Open Subtitles | الآن , قاومها بأية طريقة تضطر بها لمقاومتها لكن إفعل ما هو صحيح |
doğru olanı yapmaya çalışıyorum nerede olursa olsun. | Open Subtitles | لا بد لي من فعل ما هو صحيح بغض النظر عن المكان الذي اعمل فيه. |
Sen onun için doğru olanı yaptın. Kimse bunun aksini iddia edemez. | Open Subtitles | أنّك فعلت ما هو صحيح له، يمكن أيّ أحد أن يؤكد هذا الشيء. |
doğru olanı yapmak için küçük ama fark yaratacak bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة أخيرة لفعل ما هو صحيح |
Doğru olan şeyi yapmakta beni ikna ettiğin için sana teşekkür ederim. Benim ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı düşünsenize bir... | Open Subtitles | شكراً لإقناعي بعمل الشيء ما هو صحيح هل يمكنك تخيل مدى إحباطي |
Dinle, bazen daha yüce bir iyilik için Doğru olan şeyleri kişisel duygularının önüne koymalısın. | Open Subtitles | إنظري، أحياناً عليكِ وضع ما هو صحيح قُبيل مشاعركِ الشخصية من أجل الصالح العام |
Neyin doğru olduğunu anlayan ve onun savaşan insanların olduğunu bilmek çok güzel. | Open Subtitles | و من الجيد أن أعرف أن هناك أشخاص يفهمون ما هو صحيح و مستعدون للقتال من أجل ذلك |
Ezra onu hamile bıraktı, doğru şeyi yapmak istiyordu sonra annem sihirli cüzdanıyla ortaya çıktı. | Open Subtitles | ، إزرا تسبب بحملها ، وأراد فعل ما هو صحيح ثم ظهرت أمي بمحفظتها السحرية |