| Burada ki babasına ait olan butik mağazası intihar ahdinin bir parçasıymış gibi görünüyor. | Open Subtitles | هنا في محل الملابس الخاص بأبيها على ما يبدو أنه جزء من تعاهد على الانتحار |
| Şanslısın. Joe daha duyarlı gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنت محظوظة جو على ما يبدو أنه أكثر حساسية |
| Bir müzenin bodrumunda, bir Mısır cenaze kübü olduğu anlaşılan birşeye bakıyorum. | Open Subtitles | أنا بسرداب المتحف أبحث عن ما يبدو أنه جرّةَ دفنِ مصريةِ. |
| Ama ellerine bir görüntü geçti. anlaşılan olay anında çekilmiş. | Open Subtitles | لكنهم قد تلقوا فيلماً على ما يبدو أنه للجريمة |
| görünüşe göre o ve karısı gençlere göre bir mekanda dans ediyorlarmış. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه هو وزوجته خرجوا للرقص في ملهى مخصص للشباب. |
| Evet efendim. görünüşe göre bizimki bazı seksüel önerilerde bulunmuş, bunun gibi şeyler işte. | Open Subtitles | نعم سيدى, على ما يبدو أنه قام ببعض الأقتراحات الجنسية, أشياء كهذه |
| Firmayı aradım, ve Belli ki işi almak konusunda doğruyu söylüyormuş. | Open Subtitles | دعوت الشركة، وهذا ما يبدو أنه قول الحقيقة حول الحصول على هذا العمل. |
| Cinayet silahı 6 ya da 7 inçlik tırtıklı ağızlı bir taktik bıçağı gibi görünüyor. | Open Subtitles | سلاح الجريمة على ما يبدو أنه سكين تكتيكي مع شَفرة مسننّة بطول ستة أو سبعة بوصات. |
| Peterson'daki komutanınla bağlantıya geçtim, ama bazen bu mesajlar sana ulaşmıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | اتصلت بقائد الوحدة خاصتك ... لدى باترسون لكن على ما يبدو أنه لم تصلك رسائلي |
| Mide asidi gibi görünüyor. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه حمض المعدة |
| Kendisini öldürmüş gibi görünüyor. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه قتل نفسه. |
| Her ne yapıyorsa, işe yarıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | أيا كان، على ما يبدو أنه يعمل |
| Keşke bilsem ama anlaşılan çok gizli. | Open Subtitles | أَتمنّى لو أنّني عَرفتُ، لكن على ما يبدو أنه سرّي للغاية. |
| anlaşılan o ki, otelde yaşamak pahalıya patlıyormuş. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه من المكلف جدا أن تعيش في الفندق |
| Hiç yok ama anlaşılan Japon anime yastıklarına ilgisi varmış. | Open Subtitles | ليس لديه. لكن، على ما يبدو أنه كان معجب بالوسادات التى عليها رسوم كرتونية يابانية. |
| görünüşe göre arayan, uğrayan, yemek, sinema ya da şapka alışverişi teklifinde bulunan hep ben oluyorum. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه دائما أنا ما أتصل أو أقترح العشاء أومشاهدة فيلما ما أو التسوق للقبعات |
| Aptal yüz ressamları görünüşe göre Darth Maul'dan bihaberler. | Open Subtitles | رسام الأوجه الغبي على ما يبدو أنه لم يسمع عن دارث مول إحدى شخصيات ستار وارز |
| Dinle, Chester'la konuşuyordum da görünüşe göre bu sabah beslenmemiş gibiydi. | Open Subtitles | إسمع، كنت أكلم تشيستر على ما يبدو أنه لم يتغذى هذه الصبيحة |
| Belli ki,onlara bir kutu dolusu oyuncağı olduğunu-- ve seninle--çok uygunsuz şeyler yaptığını söylemiş. | Open Subtitles | أخبره على ما يبدو أنه لديه.. صندوق ألعاب و يجعلك تفعلين به أشياء غير لائقة |
| Aslında yalan söyleyemeyeceğim çünkü açıkça Belli ki bir sürü yanlış cevap var. | Open Subtitles | أوتعلم؟ سأتراجع عن كلامي فعلى ما يبدو أنه ثمة إجابات خاطئة كثيرة |
| Belli ki onları yetiştirirken çok iyi bir iş çıkarmış. | Open Subtitles | و الذي على ما يبدو أنه قام بعمل جيد في تربيتهم |