"ما يدعو للقلق" - Traduction Arabe en Turc

    • Endişelenecek bir şey
        
    • endişelenmene gerek
        
    • endişelenmenize gerek
        
    • endişelenmemize gerek
        
    • neden yok
        
    • endişelenme
        
    • endişelenmek
        
    • endişelenecek bir şeyin
        
    Gündüz paraşüt kullanacak olmamız dışında, Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك شىء آخر نقلق بشأنه ليس لدينا ما يدعو للقلق
    Tsu-Tsu burada, Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles تشا تشا مادامت هنا فليس لدينا ما يدعو للقلق
    Eğer masumsa, Endişelenecek bir şey yok demektir, öyle değil mi? Open Subtitles إذا كان بريئا ، لا يوجد شيء ما يدعو للقلق ، هناك؟
    Elbette, bunun için endişelenmene gerek yok. Open Subtitles بطبيعة الحال، لم يكن لديك ما يدعو للقلق بشأن ذلك.
    Telefon da bir üretim aracıysa, o zaman satın alma gücüyle ilgili olarak endişelenmenize gerek yok. TED فإذا كان الهاتف يمثّل أداة إنتاج , فليس لدينا ما يدعو للقلق الى حد بعيد على القوة الشرائية.
    Catlin konusunda endişelenmemize gerek yok. Open Subtitles حسنا ،نحن لم يكن لديك ما يدعو للقلق كاتلين.
    İnan bana, korkman için hiçbir neden yok. Open Subtitles لقد تواجدت بهذا المكان لفترة طويلة صدقيني ليس هناك ما يدعو للقلق
    Tatlım, endişelenme sakın. Open Subtitles يا حبيبتي، لم يكن لديك ما يدعو للقلق.
    O yüzden onun için endişelenmek zorunda değilim. Open Subtitles لذا فإنه ليس بالنسبة لي ما يدعو للقلق لها.
    Gıda zehirlenmesiyse dediğin gibi endişelenecek bir şeyin yok demektir. Open Subtitles إنّه تسمّم غدائيّ ليس هناك ما يدعو للقلق
    Hayır, hayır, Endişelenecek bir şey yok. Dürüstlüğünü takdir ediyorum. Open Subtitles ،كلا ، لا يوجد ما يدعو للقلق أقدر أمانتك
    Pekala, Liberty Island feribotu tam vaktinde kalkıyor oyun iptal edilmedi, Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ‫حسنا هذا هو وقت أخذ ‫العبارة إلى جزيرة الحرية ‫لم يتم إلغاء المباراة ، ‫ليس هنالك ما يدعو للقلق.
    Endişelenecek bir şey yok çünkü artık benim peşimde olan biri yok. Open Subtitles ليس هناك ما يدعو للقلق لأنّه لم يعد هناك من يسعى خلفي بعد الآن
    Abartıyorsun. Bence Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles .أنت تبالغين, لا أعتقد أن هناك ما يدعو للقلق
    Bu profesör. I nerede Endişelenecek bir şey düşündüm. Open Subtitles هذا الأستاذ، وأعتقد أن هناك ما يدعو للقلق.
    Sürekli Endişelenecek bir şey yok diyorsun biliyorum idare ediyorum diyorsun ama ben idare edilmek istemiyorum. Open Subtitles وأعرف أنكَ قلت بأن ليس هناك ما يدعو للقلق وأنك مسيطر على الوضع ولكني لا أرغب في أن يتم السيطرة علي
    Ama hiperaktif olduğu sürece endişelenmene gerek yok. Open Subtitles ولكن طالما انها مفرطه ليس لديك ما يدعو للقلق. شيء واحد ليس عندها,الهدوء.
    endişelenmene gerek yok. Tamam mı? Open Subtitles لم يكن لديك ما يدعو للقلق حول أي شيء هل هذا واضح؟
    Ama başka herhangi bir belirti yok. Bence fazla endişelenmenize gerek yok. Open Subtitles لا أجد اي من هذه الأعراض لا يوجد ما يدعو للقلق بشأن ذلك
    - endişelenmenize gerek yok. Open Subtitles كيف؟ لا يوجد لديك ما يدعو للقلق حول هذا الموضوع
    Pekâlâ, Deniz Özel Birlikleri'nin tuzağa düşüşü hakkında endişelenmemize gerek kalmadı. Open Subtitles حسنا، نحن لم يكن لديك ما يدعو للقلق حول فقمات البحرية المشي في الفخ.
    Önümüzdeki birkaç yıl kartlarımı doğru oynarsam bir daha para konusunda endişelenmemize gerek kalmayacak. Open Subtitles إذا ألعب بطاقات حقي خلال السنوات القليلة المقبلة، نحن ليس لدينا ما يدعو للقلق عن المال مرة أخرى.
    Öncelikle, alarma geçmek için bir neden yok. Open Subtitles -طبيب؟ -First من كل شيء، وليس هناك ما يدعو للقلق.
    Hiç endişelenme. Open Subtitles حسناً, ليس لديك ما يدعو للقلق.
    İyi bir danışmanı etkile ve endişelenmek zorunda kalma. Open Subtitles إثر اعجاب معلم الجيد ولن يكون لديك ما يدعو للقلق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus