O kadar çivi çakmalar ve toplamalara rağmen hâlâ ne yaptığını anlayamamıştık. | Open Subtitles | لكل هذا الطرق والنشر، نحن لا نعرف ما يقوم به في الواقع |
Bu insanın ne yaptığını öğrenin: müziğe geçiş yapıyor. | TED | ستعلمون ما يقوم به هذا الشخص: يتحرك على إيقاع الموسيقى. |
Baban ne yaptığını bildiği için bizi buraya kadar getirdi. | Open Subtitles | وابوك ما جمعنا واحضرنا من مكان بعيد الى هنا. الا لأنه يعرف ما يقوم به |
yaptığı şey şu: kafasının üzerinde çok beklenmedik ve son derece yavaş bir şekilde şarhoşmuş gibi dönüyor. | TED | ما يقوم به هو أنه يتحرك بطريقة مترنحة على رأسه بحركة لا يمكن التنبؤ بها وفي غاية البطء. |
O bir veteriner. yaptığı şey yasa dışı. | Open Subtitles | إنه طبيب بيطرىّ ، ليس قانونياً ما يقوم به |
Orada durmuş, ...ama ne yaptığını bilmiyoruz. | Open Subtitles | توقف، ولكن لا أستطيع أن أقول ما يقوم به. |
ne yaptığını bildiğini söylüyorsa, ona inanırım. | Open Subtitles | فعندما يقول بأنه يعلم ما يقوم به فإنني أصدقه |
Pilotun ne yaptığını bilirsen-- ...türbülansın normal olduğunu, o zaman yerine oturup içeceğini istemek daha kolaydır. | Open Subtitles | اذا علمتى ما يقوم به الطيار سوف يزال هذا التوتر سوف يكون اسهل بكثير ان تجلسى وتطلبى الكوكتيل حسنا؟ |
Bu adamı bulup ona ne yaptığını açıklarsak tamamen eriyebilir. | Open Subtitles | . اتعلم , ان وجدنا هذا الرجل حقاً . و شرحنا له ما يقوم به . من المحتمل جداً ان ينصهر |
"Düşmanımın şu anda ne yaptığını öğrenme sihri." Ucuz bunlar. | Open Subtitles | وتعويذه أخري لتعرف ما يقوم به .عدوك فى وقت الحاضر. حيّل رخيصة |
Peki. ne yaptığını biliyor gibi. | Open Subtitles | الذي تتحدث عنه والدتك دائما حسنا, ارى انه يعرف ما يقوم به |
Bir asgari ücret senaryosu, egzotik ve tuhaf olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında insanlık tarihinde karşılaşılan budur, tüm vahşi hayvanların yaşayış şekli de böyledir, yani bu durumda insanların ne yaptığını biliyoruz. | TED | الآن، حالة أجر الكفاف، قد تعتقدون، بأنه عجيب وغريب، لكنه فعلًا الحالة المُعتادة في التاريخ البشري، وهكذا عاشت كل الحيوانات البرية في أي وقتٍ مضى، فنعرفُ ما يقوم به البشر في هذا الموقف. |
ne yaptığını gerçekten çok iyi bilen birine benziyor. | Open Subtitles | انه بالتأكيد يبدو أنه يعلم ما يقوم به |
Kuantum Fiziği açısından, bir gözlemcinin ne yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف ما يقوم به المراقب من وجهة نظر فيزياء الطاقة... |
Sanki bir süre beynim, vücudumun ne yaptığını, elerimin nerelere uzandığını anlamıyor gibi olduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | لقد كان يبدوا وكان عقلي يأخذ بعض الوقت ليستجمع الأمور... مع ما يقوم به كامل جسمي... الى اين تتجه يدي |
Bak, Buddy'nin seninle ne yaptığını ya da sana göre ne yaptığını tam bilmiyorum ama hayatına devam etmen lazım. | Open Subtitles | انظر، أنا لا أعرف بالضبط ما يقوم به "بودى " معك أو ما عمل معك كُنت أحتاج إلى السير |
Yani ne yaptığını biliyor mu? | Open Subtitles | . دوف " , نجي , شريكه لم ينجوا" . إذاً , اهو يعي ما يقوم به ؟ |
O arabaya yaptığı şey, kanunlara aykırı olmalı. | Open Subtitles | حسنٌ, ما يقوم به الأن بحق تلك السيارة, يجب أن يعتبر ضد القانون |
Sanırım, o inanıyor ki yaptığı şey pek de ilgini çekecek bir şey değil. | Open Subtitles | هو يظن، على ما أظن، أن ما يقوم به.. من غير المحتمل أن يثير اهتمامك. |
Ya Frank'in yaptığı şey, ...bir anlamda umutsuz ve tuhaf bir durum olmasına karşın etkili bir şekilde Dorothy'e yardım edecek bir girişim olsaydı, ...onu uyuşukluğundan kurtarıp hayatın içine çekmek için olsaydı, ne olurdu? | Open Subtitles | ماذا لو أن ما يقوم به فرانك نوع من المحاولة اليائسة السخيفة، ومع ذلك المحاولة الفعّالة لمساعدة دورثي وإيقاظها من سباتها وإعادتها للحياة؟ |
Birinci sıradaki bir fakültenin şefi böyle yapar. | Open Subtitles | هذا ما يقوم به الرئيس في مشفى تعليميّ من الدرجة الأولى |