İnanıyorum ki müvekkilerimin tümüyle suçsuzluklarını ispatlayacak yeterince delil sunduk. | Open Subtitles | أعتقد أننى قدمت ما يكفى من الأدلة لتبرأة موكلى تماماً. |
Ve 10 yıl içinde emeklilik için yeterince para biriktirebilirim. | Open Subtitles | واعتقد انه بعد 10 سنوات, سيكون لدىّ ما يكفى لأن اتقاعد |
yeterince manşet olduk. Seçimlere az kaldı. | Open Subtitles | لقد احتللنا ما يكفى من عناوين الصحف ان الأنتخابات قريبة |
Dört ya da beş ay. Film çekmek için yeterli. | Open Subtitles | اوه , اربع او خمس شهور ما يكفى لعمل الفيلم |
yeterli yağ ve katranımız var yüce imparatorum. Her şey yolunda. | Open Subtitles | لدينا ما يكفى من الزيت والقطران,صاحب الجلالة كل شىء على مايرام |
Eğitimimi sağlamaya ve diplomamı almaya yetecek kadar. Aferin sana! | Open Subtitles | لقد جمعت ما يكفى كى ألتحق بالمدرسة واتعلم دروس مرحلتى |
Yeteri kadar derdim var, bir de senin saçmalığına hiç katlanamam. | Open Subtitles | لدى ما يكفى على صحنى, لا أحتاج المزيد من هراءك هذا |
Eğlenmeniz için yeterince köleye sahipsiniz, hanımefendi. | Open Subtitles | لديك ما يكفى من الجوارى ليقمن بتسليتك, سيدتى. |
Başım yeterince dertte zaten, bir de bu çalıntı mal yüzünden riske girmek istemem anladın mı? | Open Subtitles | لدى ما يكفى من المشاكل لا يمكننى المخاطرة |
Kuzeyde yeterince adam yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدينا ما يكفى من الرجال عند السور الشمالى |
Ona aldırma! Başına yeterince dert açtın! | Open Subtitles | أتركه فى حاله لقد سببت له ما يكفى من المتاعب |
Burada yeterince naktim yok. 9'a kadar bekle. | Open Subtitles | ليس لدى ما يكفى من النقود هنا أنتظر حتى الساعة 9: |
Tanrı bilir ya, bu günlerde bunu dili konuşabileceğin yeterince insan var etrafta. | Open Subtitles | الله يعرف انه يوجد ما يكفى منهم حولنا ليتكلموا بها |
Onları hemen bana getir. Bunun üzerinde yeterince zaman kaybettin. | Open Subtitles | احضرهم لى حالا لقد اضعنا ما يكفى من الوقت فى ذلك |
yeterince şey aldın mı? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنكِ حصلت على ما يكفى من الأغراض؟ |
yeterli yağ ve katranımız var yüce imparatorum. Her şey yolunda. | Open Subtitles | لدينا ما يكفى من الزيت والقطران,صاحب الجلالة كل شىء على مايرام |
Bu odada yeterli sayıda boşanmış ve düşmanlık nedir,öfke nedir bilen insan olduğuna eminim | TED | يوجد هنا، و أنا متأكد، ما يكفى من المطلقين فى هذه القاعة لكى تعلموا العدائية، الغضب، ومن يعلم ماذا أيضا. |
- Hayır. Son seans bir süre için yeterli olacaktır, sayenizde. | Open Subtitles | الجلسة الأخيرة كانت بها ما يكفى لفترة, والفضل يعود اليك |
Barnes, burada koca bir alayı doyurmaya yetecek kadar pirinç var. | Open Subtitles | بارنز .. لديهم ما يكفى من الأرز هنا لإطعام فرقه كامله |
Benzininiz var mı? Sizi Amerikan konsolosluğuna götürmeye yetecek kadar var. | Open Subtitles | أجل, ما يكفى لأعادتك إلى القنصلية الأميركية. |
Sonsuza kadar ortadan kaybolabilmen için Yeteri kadar parayı yolluyorum. | Open Subtitles | سأرسل لك ما يكفى لتختفى لصالحك إلى اللقاء , هولى |
Hayır, benim için bugünlük bu kadar ölüm yeter. Acıyacak mı? | Open Subtitles | كلا, فسيكون هنا اليوم ما يكفى من القتل. هل الأمر مؤلم ؟ |
Karşılayabilirim. Bir dağ satın alacak kadar param var, artık ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | يمكننى الدفع , لقد ادخرت ما يكفى لشراء جبل ولست فى حاجه الى شئ بعد الان |