Burada olanları değiştirecek birşey söyleyemem ya da yapamam. | Open Subtitles | لقد مللت. لا يوجد ما يمكنني قوله أو فعله لأغير من الأمر |
Olanları değiştirecek bir şey söyleyemem ya da yapamam. | Open Subtitles | لا يوجد ما يمكنني قوله أو فعله لأغير من الأمر |
Bir tek ben varım işte, tek bildiğim bu tek söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | لي وجود هذا كل ما أعرفه هذا كل ما يمكنني قوله |
Bu kalemle ilgili söyleyebileceğim tek şey ulusal güvenlik açısından hayati önem taşıdığıdır. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو أن محتويات هذا القلم تعتبر حيوية للأمن القومي |
Sana bu konu hakkındaki gerçeği söyleyemem, ve bu sana şu an söyleyebileceğim en dürüstçe şey. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك بما جرى وهذا كلّ ما يمكنني قوله لك |
Bunu sana söyleyemem, sana söyleyebileceğim sadece orada hayal bile edemeyeceğin şeyler göreceksin. | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك بهذا لكن ما يمكنني قوله أنّك ستشاهدين أشياء هناك |
Dogal olup olmadığını söyleyemem, fakat içi boş diyebilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني القول إن كان طبيعياً أم لا لكن ما يمكنني قوله لك أنه أجوف |
Henüz herhangi birini listeden elemedik. Tek söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | لم نستبعد أحداً بعد هذا كل ما يمكنني قوله |
Tek söyleyebileceğim bu. Cep telefonumu bile aldılar. | Open Subtitles | هذا كل ما يمكنني قوله لقد أخذوا هاتفي لكن |
söyleyebileceğim tek şey şu anda ölmemeye karar vermiş bir akıla bakmakta olduğunuz. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله لكم هو . أنتم تنظرون إلى عقل مصمم على عدم الموت |
söyleyebileceğim tek şey saat 3'e kadar tüm yaralanmalardan ve kazalardan sakınmalıyız yoksa zavallı bir eve gideriz. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو أنه حتى 3 بعد الظهر يجب علينا أن نتجنب كل الحوادث والإصابات أو أننا جميعا سنذهب الى منزل للفقراء |
Sana bu konu hakkındaki gerçeği söyleyemem, ve bu sana şu an söyleyebileceğim en dürüstçe şey. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك بما جرى وهذا كلّ ما يمكنني قوله لك |