Kahverengimsi saçlar, gülümseyen bir surat elbette Russel kaslarının büyük bir hayranı. | Open Subtitles | شعر بنى , مبتسمة و معجبة كبيرة بعضوى الذكرى |
Bunu söylemek zor. Fotoğrafta gülümsüyor. | Open Subtitles | أنه من الصعب أن نقول ,أنها كانت مبتسمة |
Gülümsüyorum. | Open Subtitles | إنني فعلا مبتسمة |
- Göz kırpıp gülümseyerek hırsızlık yapan bir hackerdan ahlak dersi almak güzel. | Open Subtitles | المثير في الأمر أن هذا الدرس يأتي من الهاكر التي أخذت ماله مبتسمة |
Mağazalarda bunları küçük ceplere atabiliriz, küçük harfli, el yazısı ile yazılmış, kurdelesinde öpücükler ve Gülen yüzler bulunan kağıtlar; insanlar onları bulduklarında heyecanlanırlar. | TED | وسنقوم فقط بوضعها في جيوب الملابس في المحلات، وكلها حروف صغيرة، مكتوبة بخط اليد، مع قبلات ووجوه مبتسمة على الشريط، ومن ثَم يندهش الناس عندما يجدونها. |
Eddie ile haftasonu gülümse ve izleyicilerin kalplerini yeniden kazan. | Open Subtitles | كوني لطيفة مبتسمة مع إيدي في نهاية الأسبوع و سوف تستعيدي بعض استحسان الجمهور |
Annemin gerçek gülüşüne çok yakınmış gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | أشعر أنّها تظهر والدتي مبتسمة بطريقة صحيحة |
Sürekli senden bahsetmiş. Son anlarında bile gülüyormuş. | Open Subtitles | لقد قالت أنها كانت تتحدث عنك طوال الوقت لقد بقيت مبتسمة حتى النهاية |
Aile resimleri gülümseyen yüzler gösterir. | Open Subtitles | الصور العائلية تصور وجوهاً مبتسمة |
gülümseyen, mutlu aile fotoğrafları. | Open Subtitles | الكثير من الصور لعائلة سعيدة و مبتسمة |
Güneş gibi her zaman gülümseyen, her zaman mutlu gibi... | Open Subtitles | دائمًا مبتسمة وسعيدة , مثل ذلك |
Mutlu görünen zamanların kalıntıları bile işkence gördüğü şeklinde tanımlanıyor: “Kocam ve çocuğum aile fotoğrafında gülümsüyor; Gülüşleri cildime tutunuyor, küçük gülümseyen kancalar. ” Evdeki memnuniyetsizliği ve kocasının ona kötü muamelesi, daha sonraki şiirlerinde devam eden temalardır. | TED | حتى بقايا الأوقات التي بدت أسعد وُصفت بأنها كصلب المؤلف: "زوجي وابني ابتسما لي من صورة العائلة، دمغت ابتسمتهما جلدي بخطافات مبتسمة." الإساءات المنزلية التي تعرضت لها ومعاملة زوجها السيئة لها أصبحا من المواضيع الثابتة في شعرها لاحقاً. |
O kadar sıkıcıysa Olive niye gülümsüyor? | Open Subtitles | حسنا , أن كان مملا جدا, فكيف يحدث أن (أوليف) لا تزال مبتسمة ؟ |
Ben gülümsüyor olacağım. Ya sen? | Open Subtitles | سأكون مبتسمة, فماذا عنك؟ |
Ayrıca Gülümsüyorum. | Open Subtitles | و.. أنا مبتسمة. |
Gülümsüyorum. Bak. | Open Subtitles | أنا مبتسمة,أتري؟ |
Gülümsüyorum. | Open Subtitles | مبتسمة |
Evet, Jenny. Kiliseye gülümseyerek git. | Open Subtitles | إذهبي إلى الكنيسة وأنتِ مبتسمة |
Ruby buraya gülümseyerek gelmişti. | Open Subtitles | روبي اتت هنا فتاة سعيده, مبتسمة. |
Sabah gülümseyerek uyanacaksın. | Open Subtitles | سوف تستيقظين مبتسمة في الصباح |
Şu işe ne diyorsun? Onu "Gülen Suratlı Kahpe" diye kaydetmemişler. - Regina, bağlayabilir misin? | Open Subtitles | ما رأيك بهذا,أيها الفتاة لقد حصلت عليه أنه مسجل تحت عنوان "وجه عاهرة مبتسمة |
Gülen yüz çıkartmaları. | Open Subtitles | - هذه لصقات وجوه مبتسمة - |
Zor ya da üzücü zamanlarda kendini zorlaman gerekse bile gülümse derdi. | Open Subtitles | أخبرني بأن أبقى مبتسمة خلال الأوقات القاسية و الصعبة حتى لو كنت مجبرة على فعل ذلك |
Annemin gerçek gülüşüne çok yakınmış gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | أشعر أنّها تظهر والدتي مبتسمة بطريقة صحيحة |
Sürekli senden bahsetmiş. Son anlarında bile gülüyormuş. | Open Subtitles | قالت، بأنها كانت تتحدث عنك طوال الوقت ظلت مبتسمة حتى النهاية |