Ama sahada kalıp sayı yaptığım için üzgün değilim. | Open Subtitles | و لكنني لست متأسفاً على بقائي في اللعب و احرازي الهدف |
Pekala, üzgün olmadığımı söyleyemem. | Open Subtitles | حسناً، لا أستطيع القول بأنني لست متأسفاً |
Benim davamdayken kullandığın yol yüzünden üzgün müsün diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | أتيت هنا لأرى لو كنت متأسفاً على الطريقة التي تعاملت بها مع قضيتي |
Bunun için özür diledim ya. | Open Subtitles | أخبرتك أنني كنت متأسفاً بشأن ذلك |
Tabii ki, özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | بالطبع لستُ متأسفاً لذلك |
Yaptıklarımdan sonra daha da üzgün olacaksın! | Open Subtitles | ستكون متأسفاً أكثر قبل أن أباشر |
Sana yalnızca çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لقد أردت فقط أن أخبرِك أني متأسفاً |
Tamam, yüzünden üzgün olduğun belli olmuyor da. | Open Subtitles | أنتَ لستَ متأسفاً بالقدرِ الكافي لتأتي. |
üzgün değilsin. Asla üzgün olmadın. | Open Subtitles | إنك لست متأسفاً, و لم تكن متأسفاً أبداً |
üzgün olmanı istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً , لا اريدك ان تكون متأسفاً |
Hiçbir şey için üzgün değilim! | Open Subtitles | أنا لست متأسفاً بتاتاً. |
Hiç de üzgün değilsin. | Open Subtitles | حسناً, لستَ متأسفاً |
Bana üzgün görünmedi. | Open Subtitles | لا يبدو متأسفاً بالنسبة لي |
Cameron ile olan geçmişimin seni hedef almasından dolayı üzgünüm ama bulduğum her fırsatta sana yardım için bütün gücümü kullandığım için üzgün değilim. | Open Subtitles | متأسف بأنّ تاريخي مع (كاميرون) قد جعلكِ هدفاً له ولكنّني لست متأسفاً لأنّني قمت ببذل كلّ مابوسعي لمساعدتكِ في كلّ فرصة تسنح لي |
- üzgün olacaksın tabii. | Open Subtitles | -ستكونُ متأسفاً على ذلك |
Hayır. Hayır, özür falan dileme. | Open Subtitles | كلاّ، لا تكن متأسفاً. |
- özür dilemesi gereken o. | Open Subtitles | -هو من يجب عليه أن يكون متأسفاً |
Burada özür dilemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا، هذا أنا متأسفاً |