Geldiği zaman kim müsait olursa. - Bana dönün. | Open Subtitles | أنه يعتمد على مَن يكون متاحًا عندما يحدث الأمر. |
Şu Fransız çocuk hasat zamanı müsait mi diye sormak için haber gönderdim. | Open Subtitles | لعلمكِ، ارسلت لأستفسر ما اذا كان الصبي الفرنسي متاحًا حين الحصاد |
Hayır, evde doğurmayı tercih etti çünkü Taş Devri'nde yaşamak istiyor kendisi ve müsait mağara da bulamadık. | Open Subtitles | "لأنها تريد أن تعيش بالعصر الحجري ولكن لم يتواجد كهف متاحًا". |
Cactus 1549 pist 4 müsait, sola dönüp pist 4'e inmek isterseniz. | Open Subtitles | كاكتوس - 1549، المدرج 4 متاحًا إذا كنت تود الإنعطاف يسارًا إلى مدرج 4. |
Yine de teklif geçerli. | Open Subtitles | على أية حال، العرض ما زال متاحًا |
Ama çalışma şartları ağır. 24 saat müsait olmak zorundasın. | Open Subtitles | في الصالة الرياضية ، لكن العمل شاق سيكون عليك أن تصبح متاحًا 24/7 |
Üzgünüm ama Dr. Conner ameliyata çağrıldı ve günün sonuna kadar müsait olmayacak. | Open Subtitles | أنا آسفة، الدكتور (كونر) دُعي لعملية جراحية... ولن يكون متاحًا حتى نهاية اليوم. |
Senin bekleme sebebin benim müsait olmamamdı. | Open Subtitles | انتظرتي لأني لم أكن متاحًا. |
Muhtemelen müsait de değildin. | Open Subtitles | ربما لم تكن متاحًا |
Makinenin müsait olmasını bekliyor. | Open Subtitles | ينتظر الجهاز حتى يصبح متاحًا. |
Bay Stern bugün müsait olamayacakmış. | Open Subtitles | سيّد (ستيرن) لن يكون متاحًا اليوم. |
Kusura bakmayın ama Jimmy şu an müsait değil. | Open Subtitles | آسفة لكن (جيمي) ليس متاحًا الآن. |
Başından beri olay buydu. Senin için hâlâ geçerli olabilir. | Open Subtitles | وما زال متاحًا أن يكون غرضك. |