Bu sadece donmuş su, ama kaya gibi sert. Şuna bir bakın! | Open Subtitles | إنها عبارة عن ماء متجمّد ولكنها صلبة كالصخر ، أنظر إليها |
Endişelenecek birşey yok. Günlerdir öylece donmuş halde. | Open Subtitles | ليس هناك من داعٍ للقلق إنّه متجمّد هكذا منذ أيّام |
Çocuğun biri oturmuş, donmuş gibi bana bakıyordu. | Open Subtitles | أحد اﻷولاد كان جالساً وينظر إلي كما لو أنه متجمّد. |
Noel Baba'nın elfleri üç bilge kol kola girip "Frosty the Snowman"ı söylemesiyle bitiyor. | Open Subtitles | تَنتهي المهمة الأولى بجان Santa والرجال الحكماء الثلاثة يَرْبطونَ الأسلحةَ وغناء "متجمّد الرجل الثلجي." |
Hava 4 derece ve biz hâlâ dondurucu suda duruyoruz. | Open Subtitles | البرد قارسٌ جداً ونحن نقف فوق ماءً متجمّد |
Ve gölge şapkalılar mezarlarından kalkacak ve size buz gibi bir kucaklama vereceklermiş. | Open Subtitles | ...والطلال ستخرج من قبورها ويضمك في عناق متجمّد |
Et neredeyse donmuş. Bu parçayı yiyeceğim. | Open Subtitles | اللحم متجمّد تقريبا سآكل هذه القطعة |
NASA'nın Voyager sondası buradan geçtiğinde çoğunlukla donmuş azot buzla örtülü bir dünyayı ortaya çıkardı. | Open Subtitles | عندما مرّ بجواره مكّوك "ناسا" الفضائي "فوياجر" كشف عالمًا يُغطّي أغلبه ثلجٌ نيتروجيني متجمّد |
Ceres sadece 600 mil genişliğinde o yüzden burada Dünya üzerindeki tatlı sudan daha fazla donmuş su olabilir. | Open Subtitles | سيريس" بعرض ستمئة ميلٍ فقط" لكن ربما يوجد ماءٌ متجمّد هنا أكثر من جميع المياه العذبة على الأرض |
Üst kata doğru çıkan bir iz var. - donmuş bir iz. - Kar Kraliçesi! | Open Subtitles | ثمّة أثر يتّجه صعوداً أثر متجمّد |
donmuş bir çağlayana tırmanıyorum. | Open Subtitles | وأنا أتسلّق شلّال متجمّد |
Kanım donmuş gibi resmen. | Open Subtitles | أشعر أن دمي متجمّد. |
Plüto'nun yüzeyinde donmuş bir atmosfer ortaya çıkar. | Open Subtitles | غلافٌ متجمّد على سطح بلوتو |
donmuş su çarpışmanın etkisi ile eridi. | Open Subtitles | ماءٌ متجمّد يذوب عند التصادم |
Buz ve donmuş buz da vardı. | Open Subtitles | لكن من ماء ثلجي متجمّد |
Nihayet Gotland'de küçük bir donmuş limana vardık. | Open Subtitles | (أخيرًا وصلنا لخليج متجمّد في (جوتلاند. |
Bu Frosty Nixon'dan sonra en büyük röportaj olacak. | Open Subtitles | هذه المقابلة الأكبر منذ نيكسون متجمّد. |
Bu sorunun muhtemel kaynağı dondurucu bir şey olabilir mi acaba? | Open Subtitles | أَعتقدُ 'متجمّد' a عامل محتمل. |
Evet, dondurucu. | Open Subtitles | أوه، أجل، إنّه متجمّد |
Dışarıda öyle. Burası buz gibi. | Open Subtitles | هي كذلك بالخارج هنا الجو متجمّد |