Ee, Bayan Palmer, Deacon, Kelly ve küçük bebekleri Kirby'yi göreceğiniz için çok heyecanlı olmalısınız. | Open Subtitles | لذلك، السيدة بالمر، يجب أن تكون متحمسا جدا لرؤية الشماس و كيلي والطفل الصغير كيربي. |
Bu evlilikle ilgili ne kadar heyecanlı görünüyorsun öyle. | Open Subtitles | حسنا , أنت تبدو متحمسا بشكل فظيع الى هذا الزواج |
Öyle heyecanlıydı ki, bana anlatmadan yapamamış. | Open Subtitles | كان متحمسا جدا لم يستطع الإنتظار لإخباري بذلك |
Ve bu arada sen diğer insanlarla çıkmaya pek hevesli görünüyordun. | Open Subtitles | وبدا كنت متحمسا جدا لأشخاص آخرين حتى الآن. |
Daha önce hapsedilmekten bu kadar heyecan duyan birisini görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى مطلقا ًأي أحد متحمسا ًجدا ًلأن يسُجن من قبل |
- Mm-hmm. Lindsey'e söyledim. Dedim ki, "Göğüslerine kan dolmuş." Steve heyecanlandı mı? | Open Subtitles | أنا أخبرت ليندساي أنه لديكي علامات حمل هل ستيف كان متحمسا |
Bu rolü kaptığın için çok heyecanlıydın, peki şimdi neden böyle yapıyorsun? | Open Subtitles | لقد كنت متحمسا للغاية عندما حصلت على الدور لماذا تتصرف هكذا الآن ؟ |
Çalıntı olmayan bir kredi kartına sahip olacağım için heyecanlıydım. | Open Subtitles | لقد كنت متحمسا لأني أخيرا سأخد بطاقة إئتمان ليست مسروقة |
çünkü ben, uh, baba olacağım için heyecanlanmıştım biliyorsun, sadece bir baba figürü değil, yani, bir baba. | Open Subtitles | لأنني كنت متحمسا لأن أصبح أبا تعلمين ليس فقط كشكل الأب |
O'nunla gideceği için heyecanlı görünüyordu. | Open Subtitles | لقد كان متحمسا جدا للخروج من المدينة معها. |
Bak, keyfinin kaçtığını biliyorum Pimento biraz fazla heyecanlı görünüyor falan... | Open Subtitles | انظر, اعلم انك متضايق لأن بيمنتو يبدو متحمسا |
Bu skeç hakkında pek heyecanlı değilim. | Open Subtitles | لست متحمسا جدا حول تلك المقلب الفكاهي |
Adımı söylediğinde sesi biraz heyecanlı değil miydi? | Open Subtitles | هل كان يبدوا متحمسا عندما قال اسمى؟ |
Herkes benim tekrar piyano çalmam düşüncesiyle heyecanlıydı. | Open Subtitles | الكل كان متحمسا لفكرة تعلمي لعزف . البيانو مرة أخرى . ماو ماو .. كانت متطلعة لتعليمي |
Ama o web sitesi başlatmak için çok heyecanlıydı. | Open Subtitles | لكنه كان متحمسا جدا لإطلاق موقع الإنترنت |
Açıkçası bu odanın bozulmuş yiyecekli halini görmeye hevesli değilim. | Open Subtitles | انا لست متحمسا لرؤية المواد الغذائية سريعة التلف |
Yapı olarak insanlara ısrar etmeyi sevmem Paul normalde biri için de bu kadar heyecan yapmam, hatta seni arayacağımı söyleyince.. | Open Subtitles | الآن، أنا لست رجلا انتهازيا بطبيعتي، بول عادة أنا لا أكون متحمسا لمرشح معين. |
Fark ettin mi bilmiyorum. Sanırım baya heyecanlandı, ne dersin? | Open Subtitles | لاأعلم اذا ما لاحظت اعتقد انه كان متحمسا للغاية الا تعتقد ذلك ؟ |
Benimkini al. Telefonda heyecanlıydın. | Open Subtitles | يمكنك أخذ كعكتى بدوت متحمسا على الهاتف |
Evet, bu konuda oldukça heyecanlıydım. | Open Subtitles | أجل، حسنا، لقد كنت متحمسا جدا بشأن ذلك |
En son sabahleyin bu kadar heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | أخر مرة كنت متحمسا بهذا الشكل هذا الصباح |
Birden bire, ortaya çıktı ve... salak gibi, onun kalacağını düşünüp heyecanlandım. | Open Subtitles | وفجأة ظهر, و ومثل الأبله, أصبحت متحمسا للغاية لفكرة أنه سيبقى معي |
Eve gelmek için sabırsızlanıyordum depoya bakmadım bile. | Open Subtitles | كنت متحمسا للعودة للبيت لم أهتم بالنظر حتى |
Adalind'in kurabiyelerinden birini yiyip halımın yarısını öğütmemden sonra çok da istekli sayılmam ama ne lazımsa hallederim. | Open Subtitles | بعد أكلي لإحدى حلويات أدليند و إلتهاماي لنصف سجادتي لست متحمسا لاستضافتها لكن أنا مع أي شيء تحتاجونه |
Sonny teklifime hevesliydi, değil mi? | Open Subtitles | سونى كان متحمسا لعرضى أليس كذلك ؟ |
- Bu yüzden mi, burada yaşamak için o kadar heyecanlandın? Yıldız Savaşçılık oynamak için? - Tabi ki, Yıldız Savaşları, Uzay Yolu değil... | Open Subtitles | - لذلك كنت متحمسا لأن تعيش هنا لوحدك حتى تلعب حرب نجوم طوال الوقت ؟ |
Bu beni çok heyecanlandırmıştı ve etrafta hoplaya-zıplaya duyduğum her olası cümleyi buna çevirebilir miyim diye denemeler yapıyordum. | TED | لقد كنت متحمسا للغاية حيال تلك الفكرة، أجرب هذا وذاك محاولا أن أكتشف هل بالإمكان تحويل كل جملة أسمعها إلى هذا. |