Ben Noraida. Ben şu an--- yaptığınız TED konferanslarınızdan birinin parçası olduğum için oldukça heyecanlıyım. | TED | إسمي نوريدا. وأنا فقط.. انا متحمسه جدا أن أشارك في من مؤتمركم تيد الذي تقومون به و أي شئ أخر مثله. |
heyecanlıyım. Anlaşılması zor biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | أجل,أنا متحمسه و مع أني سمعت أنه يمكن أن يكون قاسيا جداً |
Marti'yi elemelerde göreceğin için çok heyecanlı olmalısın. | Open Subtitles | لابد انك متحمسه لرؤية مارتي في التصفيات. |
heyecanlı gibiyim. Sanırım hala kötü hissediyorum ailemle geçen bütün konuşmalar hakkında. | Open Subtitles | أنا نوعاً ما متحمسه , أظن أنِ مستمرة بالشعور السوء |
- Bu iş hakkında heyecanlısın sanmıştım. - Öyleyim. | Open Subtitles | أعتقدت أنك كنتي متحمسه لهذا العمل أنا كذلك |
Çok heyecanlandım, neredeyse onu kucaklayacaktım, yemin ederim. | Open Subtitles | كنت متحمسه جدا كنت أريد أن أذهب لأعانقه، أقسم بذلك |
Önemli değil zaten. Çıkacağımız için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | ليس معنى هذا أنني متضايقة أنا متحمسه جداً لموعد الليلة |
Gerçekten çok heyecanlıyım. Bu anı sabırsızlıkla bekliyordum. | Open Subtitles | لكن ما زلت متحمسه لهذا لقد إنتظرت وقت طويل لهذا |
Gerçekten çok heyecanlıyım. Bu anı sabırsızlıkla bekliyordum. | Open Subtitles | لكن ما زلت متحمسه لهذا لقد إنتظرت وقت طويل لهذا |
Bu akşam bir randevum var ve oldukça heyecanlıyım. | Open Subtitles | لكن , لدي موعد الليله , في الواقع أنا متحمسه جداً |
Ben çok heyecanlıyım... İkiniz çok iyi anlaşacaksınız, hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أنا متحمسه جداً أنتم شباب ترويدون اللمس, أستطيع أن أشعر به |
Ben çok heyecanlıyım. Annem burada harika şeyler yaşamış. | Open Subtitles | انا متحمسه امي كان لديها بعض الخبرة هنا. |
Gördüğün gibi, karım burada olduğun için çok heyecanlı. | Open Subtitles | من الواضح ان زوجتي متحمسه جدا لوجودك هنا |
Evet, evet! Pekâlâ, pekâlâ. Eğer o kadar heyecanlı değilsen, unut bunu. | Open Subtitles | حسناً ، حسناً ، اذا كنتِ لستِ متحمسه حول هذا الامر ، فأنسي هذا |
Mezun olacağın için ne kadar heyecanlı olduğunu görmüyor musun? | Open Subtitles | ماذا.. هل ترى كيف هي متحمسه ان لديه متخرجيين |
Bunun ilk büyük anlaşma olduğunu biliyor, çok heyecanlı. | Open Subtitles | لقد علمت انها اول عمليه كبيره, انها متحمسه كثيراً. |
Abby, Gibbs şükran gününe gelecek diye çok heyecanlı. | Open Subtitles | آبى كانت متحمسه للغايه أن جيبز قام بتأجيل عيد الشكر لليله |
heyecanlısın, aşıksın. | Open Subtitles | انتِ متحمسه .. انتِ تحبين |
Seninle gelmeyi çok isterim anne. Çok heyecanlandım. | Open Subtitles | أحب أن أذهب يا أمي ،لم أكن متحمسه أكثر من هذا |
Senin muvafakatınla senin ajansın olacağı için süper heyecanlandı. | Open Subtitles | انها متحمسه جدا بشان توليها منصب كمنصبك بشرط ان تشعر بخير بشان ذلك |
Yaptığı şu test konusunda pek hevesli olmadığını da söyleyebilirim. | Open Subtitles | وإذا سحتِ أن أن اقول , لم تكوني متحمسه جدا حول الاختبار الذي كان يقوم به. |
heyecanlıydı dedi, bu en iyi arkadaşının düğünüymüş. | Open Subtitles | قال بأنها كانت متحمسه , وهذا زفاف أفضل صديق لها |
Gerçek şu ki, seninle çıkmak beni gerçekten çok heyecanlandırdı. | Open Subtitles | الحقيقة هي ، كنت متحمسه جداً للخروج في موعد معك |
Baba, seninle şaka mı, şeker mi yapmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أبي، أنا متحمسه لـ الذهاب معك لـ نقوم بـ خدعه أم حلوى |
Buraya her gelişimde çok heyecanlanırdım. | Open Subtitles | أعتدت أن أكون متحمسه جداً في كل مرة أكون هنا |