| - Tamamen hemfikirim. - tereddüt edecek zaman değil. tereddüt etmiyorum. | Open Subtitles | ـ أنا موافقة تماماً، لست مترددة ـ هذا ليس وقت التردد |
| tereddüt etmesi, içini kemiriyor olmalı, sana hala bir cevap vermemiş olması. | Open Subtitles | ...لا بدّ أن ذلك يغيضك بأنها مترددة متسائلاً لماذا لم تمنحك جواباً... |
| Tanrım, umarım operasyon için bu kadar tereddüt etmez. | Open Subtitles | يا إلهي .. أتمنى ألا تكون مترددة بخصوص العملية |
| Suçlu diyenler? kararsız kaldım. | Open Subtitles | من يصوت مذنب؟ انا مترددة اعطوني فقط خمس دقائق |
| Ben kaçınarak değil. Ben sadece biraz isteksiz, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا لست أتجنب أنا مترددة قليلاً ، هذا كل شيء |
| Bu bahar tatili gezisi hakkında şüphelerim vardı. | Open Subtitles | أنني كنتُ مترددة بشأن رحلة عطلة الربيع |
| Her zaman nafaka için Lola'nın babasının peşine düşüp düşmemekte tereddüt ettim. | Open Subtitles | كنتِ دائما مترددة بمطالبة والد إبنتي بنفقة إبنته |
| Hayır, fikirlerimi dile getirirken hiç tereddüt etmem. | Open Subtitles | و، لا، أنا لست أقل قليلا مترددة في التعبير عن رأيي. |
| Hâlâ tereddüt içinde, ama buradasın, bu bahçede... gördüğün, duyduğun, dokunduğun... | Open Subtitles | ،أنت ما زلت مترددة ...ولكنك هنا، في حديقة ملء البصر، واللمس، والسمع |
| Yarın! Bir dakika bile kaybetme! nasıl tereddüt edebilirsin? | Open Subtitles | بالغد , لا تضيعي الوقت كيف كنت مترددة ؟ |
| - Ama gelirse tereddüt etmesen iyi olur. | Open Subtitles | حسناً، إذا حصل، يفضل ألا تكونى مترددة |
| tereddüt niyetiniz var mı? | Open Subtitles | كونكِ مترددة يجعل من إعجابي لكِ يزيد. |
| Hangisi diye tereddüt ediyorsun. | Open Subtitles | ولكن بدلا من ذلك، فأنت مترددة |
| Anketler geçtiğimiz aylarda desteğin arttığını belirtse de yaklaşık yüzde 20'lik bir kesim hâlâ kararsız gözüküyor. | Open Subtitles | وتُظهر استطلاعات الرأي ازدياد الدعم في الأشهر الأخيرة، رغم أن زهاء 20 في المئة من البلاد لا تزال مترددة |
| Çünkü telefondan kararsız biriymişim gibi görünürüm diye endişelendim. | Open Subtitles | لأننى قلق من أن أبدو كشخصية مترددة علي التليفون |
| Tüm geri bildirimlerini isteksiz olarak yemeğe gelen konuklarından alırmış. | Open Subtitles | يحصل على كل ما قدمه ردود الفعل من ضيوف العشاء مترددة. |
| Bu konuda şüphelerim var. | Open Subtitles | إني مترددة تجاه هذا الأمر |
| Gönülsüz oldugunun farkindayim lakin, konseyin misafirleri olarak, kanunla korunacagiz. | Open Subtitles | انظري، أنا أفهم انكِ مترددة لكن كضيوف للمجلس، سوف تكونين محمية من قبل القانون |
| Belli belirsiz bıçak darbeleriyle, tereddütlü bıçak kesikleri. | Open Subtitles | آثار الدماء و السكاكين تبدو مترددة و غير وحشية على الإطلاق ؟ |
| - Bugün Duraksadın. Neden? | Open Subtitles | -لقد كنت مترددة اليوم |
| Ama onun, seninle birlikte mesut olabileceği konısında tereddütleri var. | Open Subtitles | لكنها مترددة في فتح الموضوع معك |
| Gerçekten tereddütlerim var. | Open Subtitles | حقاً ؟ إنني مترددة |