"متفائلاً" - Traduction Arabe en Turc

    • iyimser
        
    • pozitif
        
    • Olumlu
        
    • neşeli
        
    • umut
        
    • Ümitli
        
    • optimist
        
    Ama inanılmaz iyimser olmanıza izin veren çok daha iyi bir benzetme var ve o benzetme de elektik endüstrisi. TED لذا فهناك تمثيل أفضل بكثير يجعلك متفائلاً بصورة لا تصدق وهذا التمثيل هو صناعة الكهرباء.
    Umutlu olmak, saf bir iyimser olmak veya insanlığın yüzleştiği trajediyi göz ardı etmek demek değildir. TED أن تكون مفعماً بالأمل لا يعني أن تكون متفائلاً ساذجاً وتتجاهل المأساة التي تواجهها الإنسانية.
    İyimser olduk, sırlardan ilham aldık, rehabilitasyon potansiyelini konuştuk. Open Subtitles بإبقاءه متفائلاً نوحي له بالثقة نتكلّم معه حول إمكانية إعادة تأهيل
    Ama bu senin güzel haberi beklerken pozitif olamayacağın anlamına gelmiyor. Open Subtitles ولكن هذا لا يعني ألا تحاول .. أن تبقى متفائلاً بينما تنتظر أخباراً جيدة
    Biraz Olumlu ol dostum. İnsanların çoğu, ya kaybediyor, ya sızlanıyor, ya da işi bırakıyor. Open Subtitles كن متفائلاً يا رفيقي , معظم الناس يبكون عندما يخسرون
    ..şimdi de tekerlekli sandalyede iyimser, neşeli oldular. Open Subtitles أصبح الآن شخصاً مرحاً متفائلاً على كرسي متحرك
    Ama her yolda ve çıkmaz sokakta, iyimser kalabilmek gittikçe zorlaştı. Open Subtitles إلا أنّه مع كل انعطاف او طريق مسدود، تزداد صعوبة بقائي متفائلاً.
    Çok iyimser ve çok idealistti. Demek istediğim, öğretmen olduğu gün hayatının en mutlu günüydü. Ve galiba, ben sadece... Open Subtitles ، كان متفائلاً ومثاليًّا واليوم الذي أصبح فيه أستاذًا كان أسعد أيام حياته
    Fiziksel ve nörolojik yaralanmaları çok yoğun ve kurtulma şansı konusunda iyimser değilim. Open Subtitles كانت إصاباتها الجسدية و العصبية حادّة و لستُ متفائلاً بفرص نجاتها
    Çok iyimser ve idealist idi. Demek istediğim, Öğretmen olduğu gün hayatında ki en mutlu günüydü. Open Subtitles ، كان متفائلاً ومثاليًّا واليوم الذي أصبح فيه أستاذًا كان أسعد أيام حياته
    Artık o kadar iyimser görünmüyorsun Bates, bir şey mi oldu? Open Subtitles أنت لا تبدو متفائلاً كما كنت، "بيتس". هل هنالك شئ خاطئ؟
    Evet duydum. Keşke o kadar iyimser olmasaydın diye de içimden geçirdim. Open Subtitles أجل , ولقد تمنيت أنك لم تكن متفائلاً لهذه الدرجة
    Altı yıl daha burada kalacağım. Nasıl iyimser olabilirim? Open Subtitles محكومٌ عليّ بـ 6 سنوات هنا كيف يمكنني أن أكون متفائلاً ؟
    Bütün evliliğim boyunca iyimser olarak kendimi harcadım. Open Subtitles لقد قضيت فترة الزواج كلّها أحدّث نفسي أن أكون متفائلاً
    Her şey tersini gösterirken sürekli pozitif davranıp gülümseyemem. Open Subtitles لايمكني الإستمرار في الإبتسام وأكون متفائلاً طوال الوقت حين تشير كل الأدلة على العكس
    Izgara Şirin. Bu durumda pozitif olmak çok zor. Open Subtitles لقد أصبحتُ مشويّا كيف سأصبحُ متفائلاً ثانية بعد هذا
    Ben pozitif değilim! Open Subtitles أبعد ذلك الشّيء عن وجهي فأنا لستُ متفائلاً حيال أيّ شيء
    Kendimi sürekli Olumlu düşünmeye zorluyorum, herşeyin yolunda gideceğine inanmaya çalışıyorum. Open Subtitles أحاول تذكير نفسي، محاولاً البقاء متفائلاً وأؤمن بأنه سيكون على ما يرام
    Nasıl bu kadar Olumlu bakabiliyorsun hala? Open Subtitles كيف لك أن تبقى متفائلاً جداً إن كنتُ متفائلاً
    Ama diğer taraftan yine de bir umut var. Open Subtitles في مثل هذه الأوقات يجب ألا اكون متفائلاً جداً و لكن يجب أن يكون لديك املاً من جهة اخرى
    - Gidip geliyor. Ümitli değilim. Open Subtitles غير مؤكد، غير مستقرة، لست متفائلاً
    Phil'in sözlerinden, kendisinin optimist biri olduğunu anlamışlardı. Open Subtitles عرف أطفال عائلة "بودلير" أنه كان متفائلاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus