Ancak yönetmen Tetsuji Takechi gibi sanatçılar tarafından yapılan yenilikler kısa bir süre sonra Kabuki'nin yeniden güçlenmesine sebep oldu. | TED | لكن الابتكار من قبل الفنانين متل المخرج تيتسوجي تاكيشي أدى إلى تجددها بعد فترة وجيزة. |
Bu acımasız sıcaklarda hayatta kalabilmek için tıpkı buradaki gibi toprağın oldukça derinlerine inen yuvalara sığınırlar. | Open Subtitles | ,من اجل أن تنجو من الحرارة الشديدة في النهار ,تتخذ ملاجئ في الشقوق الصغيرة متل هذه والتي تصل عميقا تحت الأرض |
Son zamanlarda AIDS'in hâlâ insanları öldürdüğünü unutan diğer insanlar gibi! | Open Subtitles | متل كتير عالم نسيو انو الايدز لسا عم يقتل بهالعباد |
Ama şimdi 8 yaşına girdi. Arkadaş gibi. Birlikte takılmak çok eğlenceli. | Open Subtitles | نعم، لكن الان هو في عمره ثمان سنوات لقد أصبح متل الصديق، ستحب اللعب معه |
O hiç sahip olmadığım kız kardeşim gibi. | Open Subtitles | انها متل الاخت الصغيرة التي لم احصل عليها |
Giydiğin gelinlik şey gibi yarım bir tişört gibi olabilir. | Open Subtitles | يمكنك إرتداء ... لباس زفاف متل نصف القميص، تعلمين ؟ |
Oradaki "çat" gibi işte. | Open Subtitles | متل ما تجف شفتيك، تصبح كلها متشققة |
Bu gibi durumlarda böyle, şeyler olması normal. | Open Subtitles | هدا مايحدت طبيعيا في متل هده الحالات |
Birkaç evsiz insan bulup onları kendim gibi giyindirecem ve | Open Subtitles | سأجلب بعض الناس المتشردين ... وسألبسهم متل ما ألبس |
Özünüzde neyin ahlaki, neyin ahlak dışı olduğunu anlamak için, ilk sorudaki gibi "Sizinle ne yapabilirim?” ya da “Ne yapmak isterdim?” sorularıyla sizi tıpkı bir soğan gibi katman katman soyarak ne olduğunuzu fark edeceğiniz birtakım sorular vereceğim. | TED | ما أستطيع فعله، والذي أود أن أفعله معكم هو أن أعطيكم متل ذلك السؤال الأولي، مجموعة من الأسئلة لتكتشفوا بأنفسكم، طبقة بعد طبقة، مثل تقشير بصلة، لتصلوا إلى جوهر ما تعتقدون أنتم أنه إقناع أخلاقي أو غير أخلاقي. |
İşte bu yüzden, TED gibi oluşumların, Extreme Ice Survey gibi araştırmaların muazzam etkileri olacağını, insanların algılarını değiştirerek buna katkı sağlayacağını düşünüyorum. | TED | وذلك حيث اعتقد أن منظمات متل تيد , مثل التقرير الجليدي المفرط التي تستطيع ان تتناول التأثير الرهيب على المفاهيم الإنساتية ويجذبنا معاً في هذا . |
Kulakları deniz kabuğundan daha pembe... ve burnu ahududu gibi güzel. | Open Subtitles | لديها أذن جميلة جداً (ولديها أنف متل العلكة ( المصاصة |
Sadece yeni kankan Andy gibi yapıyoruz. | Open Subtitles | ما في الأمر أننا نسترخي "متل صديقك"أندي |
Kantalup gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو متل الشمام |
Ne gibi? | Open Subtitles | متل شو؟ |
Siz de Brandeis gibi öğrenci misiniz? | Open Subtitles | أأنتِ طالبة، متل (برانديس)؟ |
Her zaman tuhaf bir şeyler dönmüyor mu zaten? Bunun gibi değil. | Open Subtitles | ليس متل هده |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شئ متل هدا |