Bu tahta dünyayı bir arada tutan tek şey sıkı çalışmadır... | Open Subtitles | ألا ترى أن الشىء الوحيد الذى يبقينا هنا متماسكين هو العمل الشاق و الالتزام ؟ |
Bazen de o duvarlar bizi ayakta tutan tek şeydir. | Open Subtitles | في بعض الاحيان هذا الجدار هو الذي يجعلنا متماسكين |
Yani, bizi birarada tutan elektromanyetik kuvvet yüksek sıcaklıklara çıktıkça kuvvetleniyor. | TED | اذا" القوة الكهرومغناطيسية، القوة التى تبقينا متماسكين, تشتد بينما تتحرك الى درجات حرارة اعلى. |
sıkı tutunun çocuklar. | Open Subtitles | إبقوا متماسكين أيها الفتيه، سأسبح طلبًا لللمساعدة |
Seks olmaması ilişkimizi tutan tek şeydi. | Open Subtitles | عدم ممارسة الجنس هو ما أبقانا متماسكين |
- Bizi bir arada tutan. | Open Subtitles | التي تجعلنا متماسكين |
Kesin görme engellilerden oluşan bir aile birbirine çok sıkı bağlıdır. | Open Subtitles | اعتقد أن العوائل مع أشخاص عمياء متماسكين بشدة |
Bence birbirimize çok sıkı tutunuyoruz ve aşkımıza inanmıyoruz ve bunu bozacağız. | Open Subtitles | وأعتقد بأننا متماسكين بشدة وأعتقد بأن لن نؤمن بحبنا |
Adamları çok sıkı çalışıyorlar ama hep yanlış yerlere bakıyorlar. | Open Subtitles | ،رجاله يبدو متماسكين جداً .لكنهم جميعاً في الأماكن الخاطئة |
Bu yüzden sıkı durun. | Open Subtitles | فابقوا متماسكين |
Bu aralar sıkı fıkıyız. | Open Subtitles | -لهذا السبب نحن متماسكين |