"متن طائرة" - Traduction Arabe en Turc

• uçakta
• uçağa
• uçağında
• uçak
• uçağına
• uçaktaki
• uçağıyla
• uçaktaydık
• uçuş
• jetiyle
• uçaktayım
• bir jetle
• uçaktaydım
• bir uçakla
• giden bir

Hi uçakta veya otobüste böyle bir şey gördün mü?
هل رأيتواحدة مثلها من قبل على متن طائرة أو باص؟

Bu uçuş kayıtlarına göre, şu anda ticari bir uçakta.
وفقا لهذه المعلومات الجوية فهي على متن طائرة تجارية الآن

Dinle, içi dolu bir uçakta birini öldürüp.. ..bundan nasıl kurtulabilirsin?
كيف يمكنه قتل اي شخص على متن طائرة دون يلاحظه احد؟

uçağa ilk kez biniyordum, ülkem Ruanda'dan ilk kez ayrılıyordum.
كانت أول مرة لي على متن طائرة وأول مرة أغادر بلادي، رواندا،

Bir İngiliz uçağında zehirli ok ile öldürülmek.
وفاة بسبب نبلة مسمومة على متن طائرة بريطانية

Sizi uyarıyorum, 200000$'ımı uçuşa hazır bir uçakta istiyorum
وأنبهكم بأن تضعوا الـ 200 ألف دولار على متن طائرة جاهزة للإقلاع

Radar ve kızılötesi detektörleri uçakta bulunan bir düşünce kontrollü cephaneyle birleştiriyor.
إنه يجمع ما بين رادار ومعدات للإستشعار بالأشعة تحت الحمراء مع ترسانة ذكية موجهة على متن طائرة

Tekrar uçakta olduğunuz an. Bir bakalım.
هنا حيث كنتَ على متن طائرة ثانيةً، ألقِ نظرةً

-Hayır. -Amerika'ya dönen bir uçakta.
لا ، إنه بالفعل على متن طائرة عائداً إلى الولايات المتحدّة

... araba kullanmak, uçakta seyahat etmekten daha riskli.
ولكن قيادة السيارة أكثر خطراً من السفر على متن طائرة

Sanırım, birlikte ilk uyumamız uçakta olacak.
إذن, أعتقد أن المرة الأولى التي سننام فيها مع بعض حقاً ستكون على متن طائرة

Emin değilim. Bir uçakta olduklarını söylediler.
لستُ متأكّداً، قالوا بأنّهم كانوا على متن طائرة

Sen uçağa biniyorsun, Jo Goon peşinden geliyor.
أنتِ ذهبتِ على متن طائرة و الرئيس قام بتعقّـبكِ

Bu insanların tekrar bir uçağa binmesi çok uzun zaman alacaktır.
سوف لتر يكون وقتا طويلا قبل شعب أن هذا المجال من أي وقت مضى متن طائرة مرة أخرى.

Faisal'ın Riyad uçağında olduğunu öğrendim.
أنا فقط حصلت على الكلمة التي فيصل على متن طائرة إلى الرياض.

Lütfen yardım edin! Bir uçaktayım ve uçak düşecek!
من فضلكم ساعدوني، أنا علي متن طائرة وستتحطك

O hafta hangi aktrisle düşüp kalkıyorsa onu alıp şirket uçağına binip gider.
هُو سيصطحب أيّما مُمثلة كان يُعاشرها حميمياً في ذلك الأسبوع والإقلاع على متن طائرة الشركة.

Neden lanet bir uçaktaki lanet olası yılanları mevzu ediyorsun şimdi?
لمَ ستكون قادمة من أفريقيا؟ لمَ تهتمّ حول بعض الثعابين اللعينة على متن طائرة لعينة؟

Biliyorsunuz, eger şu bir kaç kırığı yakalarsak, hepimiz, akşam uçağıyla evlerimize yollanabiliriz
تعلمون، ونحن القبض على عدد قليل فواصل، يمكننا جميعا أن نكون برأسه على متن طائرة بحلول منتصف الليل.

Los Angeles'a doğru uçaktaydık, biraz öpüştük falan, sonra onu bir daha göreceğimi düşünmedim.
التقينا على متن طائرة نحو لوس انجلس و تبادلنا بعض القبل و ثم لم اظن انني سألتقيها أبداً مجدداً

Hiç sormadığın için mi bilmiyorsun yoksa hâlâ beni Verna Thornton'ın jetiyle buraya getirdiğini bir otel odasına bıraktığını ve bana yepyeni bir kimlik verdiğini inkar ettiğin için mi bilmiyorsun?
أم لا تعرف لأنك لا زلت تدعي أنه لم يكن أنت من سافر بي عبر البلاد على متن طائرة فيرنا ثورنتون

Ve Washoe şirketinin ödediği bir jetle Endonezya'ya gitti
في القاعة ثم ذهب لإندونيسيا على متن طائرة مستأجرة بأرباح الشركة

Yaklaşık 12 yıl önce sabahın erken saatlerinde Ekvator'a giden bir uçaktaydım.
منذ حوالي عشر سنوات كنت على متن طائرة في رحلة طيران مبكرة جدًا متجهة إلى الإكوادور.

Onu hemen almamı istiyor ama bir uçakla değil.
مثل , انها فكرة جيدة التقاطه سريعا وأنها فكرة سيئة , اختفائه على متن طائرة تجارية