Tom Bosley'nin İsviçre'deki bir trende ne işi olur? | Open Subtitles | ممثل أمريكي كيف لــ توم بسلي أن يكون على متن قطار في سويسرا؟ |
Havaalanı treninde. Saat 3:15'te kalkan trende. | Open Subtitles | على متن قطار المطار هناك واحد يُغادر في الساعة 3: |
Tıp fakültesinde bu konuda bir ders vermemeleri oldukça tuhaf. Hey, hadi bu gece trende yeni tanışan yabancılar olalım. Tren mi? | Open Subtitles | من الغريب انهم لا يعطون محاضرات عن هذا في كلية الطب الليلة لنتظاهر اننا غريبان تقابلا علي متن قطار |
Bir sosyal hizmet görevlisi sen ve kardeşini Jacksonville'den trenle getirmişti. | Open Subtitles | موظّفٌ اجتماعيّ أتى بكِ و بشقيقتكِ مِن ''جاكسونفيل'' على متن قطار. |
Casus romanlarını sen okuyorsun, bense Trendeki gizemli kadınım. | Open Subtitles | أنت تقرأ روايات جاسوسية. أنا امرأة غامضة على متن قطار... |
Başkente gitmek için trene biniyor. | TED | نعم , هي تركب على متن قطار متوجهة إلى العاصمة. |
Ticari bir uçakla Pekin'e gitmiş, oradan da Berlin treniyle geri dönmüş. | Open Subtitles | لقد اخذ رحلة تجارية لبكين ثم انعطف عائدا على متن قطار لبرلين |
Seni bir trenin içine tıkıp çok, çok uzaklara göndermek aklımdan geçmiyor değil. | Open Subtitles | أحب الفكرة بإن أضعك على متن قطار وأرسالك بعيدا جدا |
Yarın buradan kalkan bir trende olacaklar. | Open Subtitles | في هذا التوقيت غداً سوف يكونون على متن قطار يرحل بهم من هنا |
Şimdi el ele tutuşuyorsunuz, dışarı çıkıyorsunuz, hatta trende öpüştünüz bile. Anlattı mı sana? | Open Subtitles | الآن تمسك الأيادي، وتذهب بمواعيد غرامية، حتّى أنك قبّلتها على متن قطار. |
Onlar oldukça inişli çıkışlı H trende zor. | Open Subtitles | كانوا يتدحرجون بصعوبة على متن قطار الهروين. |
Ve sen de bir bilmem nereye giden bir trende olursun... - ...ve seni bir daha hiç görmem. | Open Subtitles | وأنتِ ستكونين على متن قطار ومُتجهة إلى مكان ما، ولن أراك مُجدّداً. |
"Gemide, trende değil. Keçiyle değil. Yağmurda değil." | Open Subtitles | "ليست في قارب, ليست على متن قطار" "ليست مع معزة, ليست تحت المطر" |
Veya bir trende, güneşli California'ya giden yolu yarılamış da olabilir. | Open Subtitles | أو قد تكون على متن قطار في منتصف الطريق إلى "كاليفورنيا" المشمسة. |
Ayrıca, kız arkadaşımı trenle buradan uzaklaştırabileceğim evrakları istiyorum. | Open Subtitles | أوراق مزيفه كى أخرج صديقتى على متن قطار من هنا |
Az önce, Hakim Elias Callison ile birlikte Yaqui'den gelen trenle geldik. | Open Subtitles | ،جاءنا على متن قطار من ياكي ...مع القاضي الياس كلّيسن |
"Trendeki Yabancılar" değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا غرباء التقوا على متن قطار |
Hitchcock klasiği Trendeki Yabancılar'daki gibi. | Open Subtitles | إنّه مثل الفيلم الكلاسيكي لـ(هيتشكوك)، "غرباء على متن قطار". |
Soymayacağım bir trene binmeye bir türlü alışamadım. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أعتاد بأن أكون على متن قطار والذي لا أكون جاهزاً لسرقته |
Hayır, olacak gibi de değil. Sabah 9 treniyle gidiyor. | Open Subtitles | لا, لايبدو كذلك سيغادر على متن قطار التاسعه. |
Buraya 12 sene önce bir trenin tepesinde geldim. | Open Subtitles | قدمت إلى هنا قبل 12 عاماً على متن قطار |
Herkes aşk trenine binsin. | Open Subtitles | دعنا نذهب. جميع الذين كانوا على متن قطار الحب. |