| eminim kendi inatçılığını sende görecektir. | Open Subtitles | أنا متيقنة أنه سيدرك عناده المتجسد في عنادك |
| eminim senatörün ofisinde bir yerlerde hâlâ sana iş vardır. | Open Subtitles | متيقنة أنه مازال هناك منصباً في مكتب عضو مجلس الشيوخ في مكان ما |
| Çalıştığım gizli devlet kurumuyla ilgili en ufak bir şey söylersem beni içeri atacaklarına eminim. | Open Subtitles | أنا متيقنة أنه إذا أخبرت أي شخص عن وكالة سرية تابعة للحكومة فسأُدان وينتهي أمري |
| Başkanın, yüreğinin derinlerinde bu göze göz barbarlığına inanmadığına eminim. | Open Subtitles | وإني متيقنة أنه بقرارة أعماق قلبه لا يؤمن بوحشية فكرة "العين بالعين" |
| Ama eminim bir gün anlayacaktır. | Open Subtitles | لكني متيقنة أنه سرعان ما سيتفهم |
| eminim ki içinde sana karşı sevgi vardır. | Open Subtitles | أنا متيقنة أنه على مستوى ما يحبك أيضاً |
| eminim ki, içinde bir yerlerde o da seni seviyor. | Open Subtitles | أنا متيقنة أنه على مستوى ما يحبك أيضاً |
| Yo, yo. Milhouse ile birlikte olduğuna eminim. | Open Subtitles | لا، لا، أنا متيقنة أنه مع (ميلهاوس) |
| - Bir kapı tarafından emildiğimden, oldukça eminim. | Open Subtitles | - ...أنا متيقنة أنه - تم سحبى خلال مدخل |