- Güney kanadındaki çıkış noktasına doğru gidiyorum. | Open Subtitles | إنّه متّجهة صوب نقطة الخروج في الجناح الجنوبيّ. |
Uzun menzil sensörleri bize doğru gelen bir gemi sinyali yakaladı. | Open Subtitles | المجسّات بعيدة المدى رصدت توًّا سفينة متّجهة نحونا مباشرةً. |
Tahminimce yeni basılmış paralarla bizim Fransız'ın bankasına doğru giden zırhlı bir aracı hedef almışlardır. | Open Subtitles | "أخمّن أنّهم استهدفوا شحنة نقود ضخمة" "متّجهة لمصرف الرجل الفرنسيّ على متن سيّارة مصفّحة" |
Tahminimce yeni basılmış paralarla bizim Fransız'ın bankasına doğru giden zırhlı bir aracı hedef almışlardır. | Open Subtitles | "أخمّن أنّهم استهدفوا شحنة نقود ضخمة" "متّجهة لمصرف الرجل الفرنسيّ على متن سيّارة مصفّحة" |
Şuradaki arabada Princeton'a gidiyor. | Open Subtitles | توجد سيّارة هناك متّجهة لإلتقاط أصدقاء و أفراد عائلة، |
Batıya gidiyorum. Birini bulmam gerek ve yolumu kapatıyorsun. | Open Subtitles | أنا متّجهة غرباً، أريد العثور على أحدهم و أنتَ تعترض طريقي |
- Hayır, tatlım olmaz. Princeton'a doğru gidiyor. | Open Subtitles | أعلم يا صغيرتي، أعلم إنها متّجهة لمدينة "برنستون" |
Alaska'nın bir şehri olan Arcadia'ya doğru gidiyorlardı. | Open Subtitles | متّجهة إلى مدينة في "ألاسكا" تُدعى، "أركاديا" |
Hayatta kalan bir grup insanla helikoptere binmiş ve Alaska'ya doğru yola çıkmıştınız. | Open Subtitles | غادرتِ بمروحية مع مجموعة من النّاجين متّجهة إلى "ألاسكا". |
İki gün sonra, Washington'a giden bir uçakta buldum kendimi. | Open Subtitles | بعدها بيومَين كنت على متن طائرة متّجهة إلى "واشنطن" |
Gregory, kaybolduğu gün, Mexico City'ye giden bir uçağa binmiş. | Open Subtitles | ،(اليوم الذي إختفي فيه (جريجوري " حُجزَ له في طائرة متّجهة إلي مدينة " مكسيكو سيتي |
Lou'yu öldürmek için yolladığın ekip Vermont'a giden taksinin bagajında. | Open Subtitles | الحمقى الذين أرسلتَهم ليقتلوا (لو)، إنّهم في صندوق سيّارة أجرة متّجهة إلى (فيرمونت). |
Cenevre'ye giden bir uçakta olmaliydin. | Open Subtitles | يُفترض أن تكوني على طائرة، متّجهة إلى (جنيف) |
Orada, Czarina Catherine gemisinde, Romanya'ya gidiyor. Bizi ona götür. | Open Subtitles | على متن سفينة (سارينا كاثرينا) أنها متّجهة الى رومانيا |
Laurel davayı bırakmıyor. Şu an mahkemeye doğru gidiyor. | Open Subtitles | (لورل) لن تتنحّى عن القضيّة، إنّها متّجهة للمحكمة الآن. |
Yanına gidiyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا متّجهة إلى هناك حالاً. |
Geceyi geçirmek için eve gidiyorum. | Open Subtitles | انا متّجهة الى المنزل للّيلة |