"مثال واحد" - Traduction Arabe en Turc

    • bir örnek
        
    • bir örnekse
        
    • bir örneği
        
    • bir örnektir
        
    bir örnek görüyorsunuz. Br mahkumun sınıfa eğitim vermesi ile ilgili. TED ترون هنا مثال واحد لسجين يقوم بالتدريس في حصة دراسية.
    Buna verebileceğim kias bir örnek, 2007'de Velib, Paris'te ortaya cesur bir fikir attı, çok büyük bir bisiklet paylaşma servisi. TED مثال واحد سريع في فيليب عام 2007 جاء من باريس مع مقترح جرئ جداً وهو خدمة ضخمة لتشارك الدراجات
    Aslında çok net bir örnek var, bu örnekte, kendi kendime ürettiğim bir his başka biri tarafından üretilenden daha farklı hissettiriyor. TED هناك مثال واحد واضح جدا حيث يكون احساس صادر منّي مختلفا جدا عن آخر صادر عن شخص آخر.
    O bir örnekse, ona evde kendini güçsüz hissettiren başka ne varmış ki? Open Subtitles هذا مثال واحد, إذاً.. بأي طرق أخرى جعلناها تشعر بعدم الحيلة في المنزل؟
    Bu, ışık kirliliğinin bütün bir ekosistem üzerinde nasıl bir domino etkisi yaratabileceğinin küçük, basit bir örneği. TED هذا مجرد مثال واحد صغير وبسيط في، كيف يمكن للتلوث الضوئي إطلاق عنان التأثير المتواصل على النظام البيئي ككل.
    Ve aslında bu, çok daha büyük bir olguya dair sadece bir örnektir. TED وهذا مجرد مثال واحد .. ولكنه جزء من ظاهرة كبيرة
    bir örnek verecek olursak, en az 6 aylık bir sürede işsiz olan yaklaşık beş milyon Amerikalı var. TED لإعطاء مثال واحد فقط، هناك حوالي 5 مليون من الأمريكيين الذين كانوا عاطلين عن العمل لمدة ستة أشهر على الأقل.
    Bu, süper kötünün, kanserin sahip olduğu genetik hilelerden sadece bir örnek. TED هذا هو مثال واحد من العديد من الخدع الجينية في محصلّة القوة الخارقة للسرطان.
    Yönetimler ve Endüstriler arasındaki ilişki üzerine olan kitabı araştırırken bu benim keşfettiği düzineler içerisinden bir örnek. TED هذا مثال واحد فحسب من بين العشرات التي اكتشفتها خلال بحثي لكتاب عن العلاقات بين الحكومة والصناعة.
    İnsanoğlunun en büyük tehlikesi önümüzde durmaktadır; içme sularının kirlenmesi sadece bir örnek. TED بعض كبرى التحديات بوجه البشرية ستقع فيما يأتي من الأيام، تلوث مياه الشرب هو مثال واحد فقط.
    Bir örnek: Bu Hollandalı bir tasarım firması. TED هاهنا مثال واحد. هذه شركة تصميم هولندية.
    Size göstermek istediğim bir örnek buydu. TED حسنًا، هذا فقط مثال واحد أردت عرضه لكم.
    Bu; insanoğlunun, milyonlarca yılda oluşmuş nizamı nasıl bozduğuna yalnızca bir örnek. Open Subtitles هذا مثال واحد فقط للطريقة التي يعرقل فيها البشر الأنظمة التي استغرقت ملايين السنوات لتتكوّن.
    Sadece hapishane sisteminin çalışmadığına bir örnek. Open Subtitles مجرد مثال واحد كيف أن النظام في السجن لا يعمل
    - Oha ya! Doğum günlerinin berbat olduğuna dair küçük bir örnek. Open Subtitles مثال واحد فقط لكيف قد يكون عيد الميلاد فضيع
    Tasarım bakış açısından, bunu nasıl yaptıklarını anlayamadık, ve bu ne tür araştırmalar yaptığımıza basit bir örnek olabilir. TED من وجهة نظر تصميمية فقط، نحن لم نستطع أن نفهم كيف أمكنهم ذلك، وهذا فقط مثال واحد بسيط على نوعية الأبحاث التي كنا نقوم بها.
    -Sizi mi? -Evet. İstediğiniz bir örnekse.. Open Subtitles نعم يا سيدي إذا كنت تريد عبرة فأنت تحتاج إلى مثال واحد لا مائة
    Çam böcekleri gezegeni derinden etkileyen küresel ısınmanın sadece bir örneği. Open Subtitles خنفساء الصنوبر هو مجرد مثال واحد من التأثير العميق الناتج عن الاحتباس الحراري الموجود على الكوكب
    Gölgenden nasıl kurtulacağımın küçük bir örneği sadece. Open Subtitles إنه مثال واحد لطريقة خروجي من تحت ظلكِ.
    Bu, minyatürleşmenin hayatları nasıl kurtarabileceğine dair bir örnektir. TED كان ذلك مجرد مثال واحد على كيف يمكن للتصغير أن يُنقذ الأرواح.
    Predator X ve Kimmerosaurus, hayatta kalma mücadelesinde yırtıcı ve av ilişkisine bir örnektir. Open Subtitles Kimmerosaurusو الـ Xالمفترس ليسوا سوى مثال واحد عن العلاقة بين المفترس والفريسة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus