Onlara tıpkı senin küçükken dikkat çekmek için yaptığın gibi hayaletleri görüyormuş numarası yaptığımı itiraf ettim. | Open Subtitles | مثلما فعلتِ أنتِ بالضبط عندما كنتِ بمثل عمري ميليندا ، أنا جوان كايل والدة بيكا |
Geçen hafta alışveriş merkezindeki yiyecek reyonunda yaptığın gibi. | Open Subtitles | مثلما فعلتِ الأسبوع الماضي في مطعم مركز التسوّق |
Bana yaptığın gibi onu da yanında bir oraya bir buraya taşımasan iyi olur. | Open Subtitles | لا يجب أن تأخذينه معكِ مثلما فعلتِ معي |
Eminim onunla da Luke ile yaptığın gibi gönül eğlendireceksin. | Open Subtitles | واثقة للغاية إنكِ ستعطيه أمال كاذبة مثلما فعلتِ مع (لوك). |
Muhteşem, tıpkı o zamanlar benim için yaptığın gibi. | Open Subtitles | نبيلة، مثلما فعلتِ معي في ذلك الوقت. |
Tıpkı senin iyi şeyler yaptığın gibi. | Open Subtitles | مثلما فعلتِ أنتِ أشياء عظيمة. |
Senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | كما تعلمين، مثلما فعلتِ أنتِ |
- Senin yaptığın gibi mi? | Open Subtitles | - مثلما فعلتِ? - |
Senin Hamilton diskine yaptığın gibi. | Open Subtitles | (مثلما فعلتِ أنتِ بـ (هاملتون |