Şüphelendim tabi, hele ki son aylarda, yazdığı mektuplar eskisi gibi değildi. | Open Subtitles | بالتأكيد خلال الأشهر الأخيرة رسائلها لم تكن مثلما كانت |
Buralarda Pazarlar, asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | أيام الأحد لن تكون أبدا مثلما كانت فى هذه الأجزاء غالبا |
Bir ümit ki kuruyup çürümeden evvel bir kral gelecek ve bu şehir yine eskisi gibi canlanacak. | Open Subtitles | ما معناه أن الملك قادم، وهذه المدينة ستكون مثلما كانت في يوم ما قبل أن تسقط في يد الفساد |
Aynı sizden önce annenize olduğu gibi. Huzur içinde yatsın. | Open Subtitles | تماما مثلما كانت تحب امك من قبل رحمها الله. |
Plastik kıymık kavisli tıpkı betonun olduğu gibi. | Open Subtitles | هذه الشظية البلاستيكية مقوّسة مثلما كانت القطعة الخرسانية |
Tıpkı Dünya'nın Güneş'in etrafında dönmesinin Galileo'nun çağdaşları için garip olduğu gibi. | Open Subtitles | مثلما كانت فكرة أن الأرض تدور حول الشمس غريبة لمعاصري جاليليو |
Ve bütün bir hayatımı düşünerek bana destek oldu. | Open Subtitles | ووقفت إلى جانبي مثلما كانت تفعل دائما |
Poposu eskisi gibi sıkı değil. | Open Subtitles | ان مؤخرته لم تعد مشدودة مثلما كانت سابقا |
eskisi gibi olmayacak, ama ağacın tekrar senin olacak. | Open Subtitles | لن ترجع مثلما كانت , ولكن شجرتك ستكون ملكك مرهً أخرى |
Bu yüzden gözleri artık eskisi gibi ışıl ışıl değil. | Open Subtitles | لهذا لم تعد عيناه تلمع مثلما كانت |
Biliyorum eskisi gibi değil ama, idare ediyoruz işte. | Open Subtitles | نعم يا رجل لم تعد الأحوال مثلما كانت |
Asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | لن تصبح علاقتنا مثلما كانت أبداً |
* Hassasiyet yok eskisi gibi * | Open Subtitles | * وليس هناك رقة * * مثلما كانت في الماضي * |
Bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı, bu yüzden Lil' Kim olmaya karar verdi. | Open Subtitles | لن تكون مثلما كانت من قبل مجدداً (لذا لليلة, قررت ان تكون (ليل كيم |
Onda olduğu gibi hayatımda bir dönüm noktası olmadı benim. | Open Subtitles | انها لم تكن مثل علامة مميزة في حياتي مثلما كانت في حياته |
Şu anda krizdeler birkaç yıl önce tıpkı Pawnee'de olduğu gibi. | Open Subtitles | لقد كانوا في مشكلة مالية قبل سنوات مثلما كانت باوني |
Her şey tıpkı 1817'de olduğu gibi. | Open Subtitles | الأمور عادت مثلما كانت بالضبط في 1817، باستثناء، كما تعرفون |
Annenin üzgün olduğu gibi değil. | Open Subtitles | كلاّ، ليس مثلما كانت أمّك حزينة. |
Aynı geçmiş hayatımda olduğu gibi. | Open Subtitles | مثلما كانت رحلتي لحد هذه اللحظة |
Ve bütün bir hayatımı düşünerek bana destek oldu. | Open Subtitles | ووقفت إلى جانبي مثلما كانت تفعل دائما |