"مثل الكثير" - Traduction Arabe en Turc

    • gibi
        
    • pekçok
        
    Mesela astroloji: bir çok rasyonalist gibi, ben de balık burcuyum. TED علم التنجيم، مثلا: مثل الكثير من العقلانيين، أنا من برج الحوت.
    Benim bir çok düşüncem gibi ve kullandığım bir çok araç gibi, bunu bahçemde buldum. Ben bahçesine düşkün biriyim. TED مثل الكثير من أفكاري ، مثل الكثير من الأدوات التي أستخدم ، لقد وجدتها في الحديقة. أنا بستاني بارع للغاية.
    Aşkları ateşi daha da körükledi. Ve o bahar pekçok başka rakun gibi Shoukichi ve Okiyo'nun da dört yavru rakunları oldu. Open Subtitles ان حبهم قد زاد فقط تأجج النار و مثل الكثير من الراكون بالربيع اربع من الراكون الصغار تم ولادتهم لشوكيجي و اوكيو
    Şu anda pek fazla gibi görünmeyebilir, ancak sadece bekle. Open Subtitles قد لا تبدو مثل الكثير الآن، ولكن فقط عليك الانتظار.
    Birçok insan gibi ben de, diyetimi değiştirmemek için bahaneler arıyordum ama bir kez değiştirince kendimi özgür hissettim. Open Subtitles مثل الكثير من الناس، كنتُ أبحث عن الحجج لعدم تغيير غذائي لكن بمجرد قيامي بهذا أخيرًا شعرتُ بأنني تحرّرت.
    Çünkü birçok Amerikalı ve genel olarak pek çok insan gibi anne babası bir araya gelmediği için var olamayabilirdi. TED لأنه مثل الكثير من الأمريكيين والكثير من البشر عمومًا، ربما لم تكن لتوجد لولا التقاء والديها
    Az önce bahsettiğiniz küçük çaplı filmlerdeki gibi, büyük markalarla rekabet içindeyiz. TED مثل الكثير منكم ونحن نتحدث عن كونه أصغر فيلم، نحن علامة تجارية متحدية
    Kaldığım birçok Afgan gibi çok cömert bir insandı. TED وكان فائق الكرم مثل الكثير من الافغان الذين قضيت معهم الوقت في أفغانستان
    Sorun şu ki, tasarımla alakalı diğer birçok meslekte olduğu gibi biz de sadece belli türde tüketici ürünü sağlama fikrine takılmış durumdayız. Bence artık böyle olmaması gerekiyor. TED والمشكلة أنه، مثل الكثير من مهن التصميم لقد ركزنا اهتمامنا على فكرة اعطاء نوع معين من منتجات المستهلكين، وأنا لا أعتقد أن ذلك يجب أن يكون الحال بعد الآن.
    Ve tabii ki diğer bir çok genç kadın gibi ben de dehşete düşmüştüm. TED و مثل الكثير من الشابات الأخريات كنت مذعورة تمامًا.
    Tanıştığımız çoğu çift gibi özellikle gençlik seçimleri akıllıca değildi. TED مثل الكثير من الأزواج الذين إلتقيناهم، لم يكونوا يعتمدون على فلسفة خاصة حول اختياراتهم المبكرة.
    Kulağa kibir gibi geliyor ancak gerçek şu ki, size anlatacağım her şeyi yapan teknoloji zaten hâlihazırda mevcut. TED ويبدو هذا مثل الكثير من الغطرسة، ولكن الحقيقة هي أن التكنولوجيا التي تفعل كل شيء على وشك إخباركم عنها موجودة بالفعل.
    O da ordudaki birçok insan gibi Musevi karşıtıydı. TED أيضًا مثل الكثير من الجنود، فقد كان معاديًا للسامية أيضا.
    Ortak gerçeklik düşüncesi çoğu felsefik kavram gibi ifade etmesi basit ama pratiğe koyması gizemli bir şekilde zor. TED أعتقدُ بأن فكرة الواقع المشترك مثل الكثير من المفاهيم الفلسفية: سهلة لصياغتها ولكنها صعبة غامضة لوضعها موضع التطبيق.
    Olay Antik Yunan döneminde geçmesine rağmen, Shakespeare'in hemen her oyunu gibi döneminin kaygılarını yansıtıyor. TED تدور الأحداث في عصر الإغريق، ولكن مثل الكثير من مسرحيات شكسبير فهي تعكس الشواغل المنتشرة بعصره.
    Video: Ben, çoğunuz gibi, gerçeklik ve bilgisayar oyunları arasında bir yerde yaşıyorum. TED الفيديو: أنا، مثل الكثير منكم، أعيش في مكان بين الواقع والألعاب التلفزيونية
    Joyce'un annesi şimdi onun kızıyla ilgileniyor, salgın hastalık yüzünden yetim kalan diğer birçok Zimbabwe'li çocuk gibi. TED وتعتني والدة جويس الآن بطفلتها مثل الكثير من الأطفال الزيمبابويين الآخرين الذين تيتموا بسبب الوباء
    Evet, bizim de başlarda düşündüğümüz buydu, ancak, diğer pekçok Eskiler teknolojisi gibi, taşların da ilk baştan ayarlanması gerekiyor. Open Subtitles هذا ما ضنناه ولكن مثل الكثير من تقنيات القدماء.. يجب نقش الأحجار بالأحرف الأولى
    Şeytan'la ilgili pekçok çingene hikayesinden biri bu da. Open Subtitles إنها مثل الكثير من قصص الغجر عن الشيطان.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus