böyle şeyleri genelde fark etmem, ve kendimi o soğukta yürürken buldum, değişmeyeceğini umarak, o anı paylaşacağım birinin yanımda olmasını umarak... | Open Subtitles | في العادة لا ألاحظ مثل تلك الأشياء و وجدتُ نفسي أمشي وسط بردٍ مثلج آملاً بألاّ يزول ذلك اللّون |
Biliyorum böyle şeyleri direkt söylemek lazım, ...ama bu kelimeler sıkıcı ve klas değil. | Open Subtitles | أعرف بأنني يجب أن أقول مثل تلك الأشياء مباشرة لكن هذه الكلمات مملة و باردة جدا |
Yolun kenarına böyle şeyleri bıraktılar. | Open Subtitles | ووضعوا مثل تلك الأشياء على جانب الطريق |
İnsanlar eskiden abime böyle şeyler söylerdi, o da salak gibi inanırdı. | Open Subtitles | أعتاد الناس قول مثل تلك الأشياء لأخي و كان غبياً كفاية لتصديقهم |
Misyoner bir çocuğum, böyle şeyler düşünmem bile. | TED | أنا الفتى المُبشر، أنا لا أفكر حتى في مثل تلك الأشياء. |
Eminim aynı şeylerin bazılarını sizler de yapmışsınızdır. Haksız mıyım? | Open Subtitles | أعتقد أنكم فعلتم مثل تلك الأشياء بأنفسكم، صحيح؟ |
Notaları tutturamıyor." Kolayca söyleyebiliyoruz böyle şeyleri. | TED | نقول مثل تلك الأشياء بسهولة. |
Kadınlar böyle şeyleri severler. | Open Subtitles | حسنا، المرأة مثل تلك الأشياء. |
Of Scrubs, böyle şeyleri biriktirdiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | سكروبس) أنت لا تجمع) مثل تلك الأشياء |
Bir kadın böyle şeyler yaparsa cazibesi kaybolur. | Open Subtitles | إذا كانت المرأة مثل تلك الأشياء سحرها يختفي |
Oh , dostum büroda artık böyle şeyler yapmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يفعلون مثل تلك الأشياء فى الوكالة بعد الآن |
Hangimiz zaman zaman böyle şeyler yapmıyoruz? | Open Subtitles | من الذي ليس لديها مثل تلك الأشياء في حياته من حين لآخر |
Oh, scrubs. Eğer böyle şeyler toplamak yok. | Open Subtitles | سكروبس) أنت لا تجمع) مثل تلك الأشياء |
Eminim aynı şeylerin bazılarını sizler de yapmışsınızdır. Haksız mıyım? | Open Subtitles | أعتقد أنكم فعلتم مثل تلك الأشياء بأنفسكم، صحيح؟ |