Alt sistem bilgisayarın gözü, kulağı, ağzı ve elleri gibi çalışıyor. | TED | ويعمل هذا النظام الفرعي مثل عيون وآذان وفم ويدي الحاسوب. |
Elbette, şimşek gibi refleksler ve yılan bakışlı konsantrasyon gerekli. | Open Subtitles | بالطبع يتطلب الأمر ردود أفعال كالبرق وفي الأعتبار التركيز مثل عيون الأفعي |
Harika gözleri vardı. aynı Liz Taylor gibi. | Open Subtitles | كانت عندها تلك العيون الرائعة تماماً مثل عيون ليز تايلور |
Sanki her tarafta gözün varmış gibi, ama kötü manada değil geçen bir kap dolusu gözü döktüğümüz gibi değil yani. | Open Subtitles | انها مثل عيون لنا في كل مكان ولكن ليس بطريقة سيئة مثل ذلك الوقت عندما سكبنا حاويه مليئة بالعيون |
Önce köpekbalığı sandım, sonra dokunaçlarını ve üçüncü eşiminki gibi siyah ruhsuz gözlerini gördüm. | Open Subtitles | ظننته سمكة قرش في البداية ثمّ رأيت أرجله وعيون سوداء جبّارة مثل عيون زوجتي الثالثة |
Onun da tipki kizi gibi güzel, kahverengi gözleri vardi. | Open Subtitles | لقد لاحظت أنها بنية وجميلة مثل عيون ابنتها |
Gözleri Montgomery Clift'inkiler gibi. | Open Subtitles | عنده عيون مثل عيون مونتجومرى كليفت |
Üç çift göz, kahverengi kocamınkiler gibi. | Open Subtitles | ثلاث أزواج من العيون, بنية... مثل عيون زوجي. |
Baykuş gibi gözleri var. Ben birşey görmüyorum. | Open Subtitles | لديه عيون مثل عيون البومه |
Oyuncak bebeklerinki gibi karadır gözleri. | Open Subtitles | عيون سوداء، مثل عيون الدميةِ. |
Büyükannemin gözleri aynı babamınkiler gibi. | Open Subtitles | عينيها، تمامًا مثل عيون أبي |
Oyuncak bebeklerinki gibi kara gözleri vardır. | Open Subtitles | عيون سوداء. مثل عيون الدمى. |
Bu gerçek dışı çiftliğe Dr. T.J. Eckleburg göz kulak oluyordu gözleri tıpkı Tanrı'nın gözleri gibi her yeri süzen unutulmuş bir göz doktoru. | Open Subtitles | هذا الضباب الرائع كان مراقبا من الدكتور (دي جي أكومبرج) طبيب منسي كانت عيناه تراقب كل شئ مثل عيون إله |
Baykuş gibi kocamanlardı. | Open Subtitles | واسعتان، مثل عيون البومة. |
"Gözleri bir kumrununkiler gibi bakar." | Open Subtitles | "عيونه مثل عيون الحمام." |
- Brad Pitt gibi. | Open Subtitles | (مثل عيون (براد بيت |