Biliyorum resmin kurumasını izlemek gibi geliyor ama gerçekten oldukça garip şeyler yapıyor; izlemeye değer. | TED | أعلم أن هذا يبدو قليلاً مثل مشاهدة الدهان وهو يجف، ولكن القهوة تفعل أشياء غريبة جداً وهي تجف فهي تستحق المشاهدة. |
Dünyada, hayatın bir hayvanın gözlerinden nasıl akıp gittiğini izlemek gibi bir his yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك شعور في العالم مثل مشاهدة الحياة هجرة من عيون الحيوان. |
Karanlıkta poker oynayan bir grup gerizekalıyı izlemek gibiydi. | Open Subtitles | كانت مثل مشاهدة حفنة من المُعاقين يلعبون البوكر في الظلام |
Bu olaylar zincirinin fotoğraflarına bakmak retrospektif sergi izlemek gibiydi. | Open Subtitles | إذا نظرت إلى تسلسل العمل كان يبدو مثل مشاهدة أمر ذو أثر رجعى |
- Video seyretmek gibiydi. | Open Subtitles | ضحك كان مثل مشاهدة شريط الفيديو. |
"Batman ve Robin"i yeniden izliyor gibi hissettim. | Open Subtitles | انه مثل مشاهدة " باتمان وروبين , مرة اخرى " |
Sanki bir tren kazasına dahil olmuş da izliyor gibiyim. | Open Subtitles | انها مثل مشاهدة حطام القطار وتكون جزئا منه في آن واحد |
Golfte çimlerin üzerinden vuruşunu yapmış bir adamı izliyor gibiydim. | Open Subtitles | كان مثل مشاهدة رجل يخوض ضربة خفيفة. *في لعبة الجولف* |
Bu iki fasulye çuvalı takımının kavga etmesini izlemeye benziyor. | Open Subtitles | يا الهى , ها هم يبدأون مجددا انه مثل مشاهدة قتال بين كراسي ضخمة |
Kar fırtınasında bir bufalo sürüsünü izlemek gibi bir şey. | Open Subtitles | سيكون مثل مشاهدة قطيع من الجواميس في عاصفة ثلجية |
Binlerce Çinli'nin katliamını izlemek gibi değil. | Open Subtitles | انه ليس مثل مشاهدة .. الالاف من الصينين وهم يصبحون |
Çocuk halimle birini "ipecac" içerken izlemek gibi geliyordu hani saatini falan ayarlayabilirsin, o derece. | Open Subtitles | بالنسبة لطفل، كان مثل مشاهدة شخص يتناول دواء مسبب للقيؤ بإمكانك أن تؤقت ساعتك لذلك |
Bu eğlenceli. Hurda için dövüşen köpekleri izlemek gibi. | Open Subtitles | لا انهم ممتعين، مثل مشاهدة الكلاب يتعاركون على خردة. |
Çocuğunun ilk adımlarını izlemek gibi. | Open Subtitles | انه مثل مشاهدة الطفل وهو يخطو الخطوات الأولى. |
Nadir görülen vahşi bir hayvanı izlemek gibi. | Open Subtitles | مثل مشاهدة من الحيوانات البرية نادرة. |
İki eski boksörü izlemek gibiydi... Son bir intikam için, ringe yeniden çıkmış gibiydiler. | Open Subtitles | كان مثل مشاهدة اثنين من الملاكمين العجائز يعودون الى الحلبة ليوم واحد أخير |
Flipper'i* bira içmeye çalışırken izlemek gibiydi. | Open Subtitles | مع تلك الاشياء الصغيرة التي تخرج من كتفه كان مثل مشاهدة زعنفة تحاول ان تشرب جعة |
Bu çok kötü bir tiyatro oyununu izlemek gibiydi. | Open Subtitles | حسناً، كان هذا مثل مشاهدة مسرحية رديئة جداً. |
Bir heykeltraşı izlemek gibiydi, ama balçığın yalanlarındı. | Open Subtitles | ومن مثل مشاهدة نحات، ولكن كان الطين الخاص بك الأكاذيب. |
Onu Loomis'ten ayrıIırken izlemek bir uzay mekiğinin roketlerle fırlatıIışını seyretmek gibiydi. | Open Subtitles | رؤيتها تترك (لوميس) كان مثل مشاهدة صاروخ يقلع بدون دفاعات |
Mm-hmm. Kuru boya izliyor gibi. | Open Subtitles | مثل مشاهدة الرسم الجاف |
Sanki ağır çekimde olan trafik kazası izliyor gibiyim. | Open Subtitles | انه مثل مشاهدة حادث سيارة بالحركة البطيئة! |
Tecavüzcü Çoşkun'la porno izliyor gibiydim. | Open Subtitles | . مثل مشاهدة الإباحية مع صراخ |
Bedava parayı bilmem ama bu sanki ilk defa saf kokain çeken birini izlemeye benziyor. | Open Subtitles | لا أعلم عن الأموال المجانية، لكن هذا مثل مشاهدة شخص ما مبني على أساس فارغ لأول مرة. |
Şu dvd ile özel bir matine mi? | Open Subtitles | مثل مشاهدة خاصة لذلك القرص؟ |
Şuna bak. Joan of Arc'ın ateşe yürüyüşünü seyretmek gibi. | Open Subtitles | انه مثل مشاهدة جان دارك فى طريقها للحرق |