Oksitosinin baskılandığı diğer yöntem ise, bu ilginç -- testesteronun etkisi. | TED | هناك أيضاً سبب آخر لتقويض إفراز الأوكسيتوسين وهو مثير للفضول متعلق بمستويات هرمون الذكورة التستسترون |
İşte ben de bunu çok ilginç buluyorum; Video oyunlarına MoMA koleksiyonunda yer vermemizle birlikte gelen tepkilerden bahsediyorum. | TED | وهذا بالفعل ما وجدته مثير للفضول حول ردود الفعل التي أجريناها جراء تنصيب ألعاب الفيديو في مجموعة متحف الفن الحديث. |
Garip bir sipariş. | Open Subtitles | ذلك طلب مثير للفضول |
Şimdi bu tarafa doğru gidelim. Garip bir şey buldum. | Open Subtitles | وجدت شيئاً مثير للفضول |
Kanyonun sonuna yakın bir yerde Fattuh ilginç bir şey buldu. | Open Subtitles | فى نهاية الممر الضيق وجد شيئا مثير للفضول |
İlginç bir şey buldum. | Open Subtitles | وجدت شيء مثير للفضول يبدو مثل لدغة حيوان آخر |
En çok da ziyaret sebebiniz merak uyandırıcı. | Open Subtitles | زيارتك هنا هي أمر مثير للفضول. |
merak uyandırıcı. | Open Subtitles | مثير للفضول |
Basit Meraklı bir gemi muhafızının, benim tarafımdan sorgulandığı sırada gözlerini kaçırmaması çok ilginç. | Open Subtitles | أمر مثير للفضول كون حارس سفينة بسيط لا يخفض عينيه حين أستجوبه. |
Işletmelerin bu yeni kafa yapılarına bağlanmak için yaptıklari şeyler gerçekten çok ilginç. Hoş olan bir kaç şey var. | TED | ما تستطيع الأعمال فعله للترابط مع هذه العقليات الجديدة مثير للفضول عدد من الأشياء المثيرة والجميلة |
İlginç isimli bir kadın tarafından karşılandı, gitti. | Open Subtitles | تم أخذه من قبل تلك المرأة التي إسمها مثير للفضول |
İşte bu ilginç bir söz. | Open Subtitles | الآن ,هذه ما أسميه تعليق مثير للفضول |
Ama bıçak yarasında oldukça ilginç bir şey vardı. | Open Subtitles | ولكن هنالك شئ مثير للفضول في جرح الطعنة |
- Ne kadar da merak uyandırıcı. | Open Subtitles | مثير للفضول. |
Kont Drakula. Meraklı. | Open Subtitles | كونت دراكولا, انة لشئ مثير للفضول |