"مثيل لها" - Traduction Arabe en Turc

    • Eşsiz
        
    • eşi benzeri
        
    • muhteşem
        
    • benzemeyen
        
    • onun gibisi
        
    • görülmemiş
        
    • için benzersiz
        
    Eşsiz, değeri parayla ölçülemez. Open Subtitles لا مثيل لها. لا يمكن تقدير قيمتها بالمال.
    Okyanusun benzersiz güzelliği doğada Eşsiz bir gizemdir. Open Subtitles الجمال لا مثيل لها من المحيط هو عجب فريدة من نوعها بين الطبيعة.
    Bu yağmur ormanlarının Dünya'da eşi benzeri yoktur. Open Subtitles هذه الغابات المطيرة لا مثيل لها على الأرض،
    Gezegende eşi benzeri olmayan 4 yıllık bir drama! Open Subtitles الدراما الأربعية التي لا مثيل لها على الكوكب صحيح.
    Bayanlar baylar, bir kez daha... sizlere muhteşem Ainsley Jarvis'i... sunmaktan gurur duyuyorum! Open Subtitles ...أيَها السيَدات والسادة، مرَة ثانية سيكون من دواعي سروري الشديد أن ...أقدَم الَتي لا مثيل لها أينسلي جارفيس
    Bölgedeki başka hiçbir dinozora benzemeyen çene güçleriyle bu katiller, tamamen farklı bir ligdedir. Open Subtitles بما أنَّ لديهم قوة للعض لا مثيل لها مع أيّ ديناصورٍ آخر في المنطقة، نجد هؤلاء القتلة من فئة مختلفة كلياً
    Evet. onun gibisi yok. Open Subtitles نعم لا مثيل لها
    Ulusumuz eşi görülmemiş bir huzur ve refah dönemi yaşıyor. Open Subtitles أمتنا تتمتع بفترة لا مثيل لها من السلام و الإزدهار
    Martılar için benzersiz bir ziyafet. Open Subtitles بالنسبة للنوارس, إنها وليمة لا مثيل لها.
    Ama Hindistan köylerinin meyve ve sebzeleri Eşsiz. Open Subtitles ولكن الفواكه والخضروات فى ريف الهند لا مثيل لها
    Victoria'nın sert görünümü, aslında Eşsiz sevgi dolu kalbini korumak için kullandığı bir zırhtı. Open Subtitles فيكتوريا القويه بالظاهر هذا كان مجرد دروع صنعت ذلك حتى تحمي قلبها القابل للحب كان لا مثيل لها
    Göğüs göğse muharebe silah, ateşli silah ve patlayıcı yetenekleri Eşsiz. Open Subtitles مهاراته في القتال اليدوي، الأسلحة المتفجرات لا مثيل لها.
    Eğer bizi çevreleyen görünmez ekosistemlerimizi kendimiz tasarlayabilirsek, bu, bize sağlığımız üzerinde olumlu etkileri olan eşi benzeri görülmemiş bir yol açacaktır. TED إذا كان بأمكاننا ان نصمم النظام البيئي الغير مرئي من حولنا، هذا يفتح لنا طريق إلى التأثير على صحتنا في طرق لا مثيل لها.
    eşi benzeri olmayan müşteri hizmetleri içi kuponlar. Open Subtitles إنها قسيمة لخدمة خملاء لا مثيل لها.
    Kolonilerde bunun eşi benzeri yok.. Open Subtitles ليس هناك مثيل لها بالمستعمرات.
    Şimdi bayanlar baylar bir kez daha huzurlarınızda muhteşem Ainsley Jarvis. Open Subtitles الآن أيَها السيَدات والسادة ...مرَة ثانية الَتي لا مثيل لها أينسي جارفيس
    Ve Bahçe'deki yaşantımızı muhteşem yapacak. Open Subtitles وستجعل حياتنا في الجنه لا مثيل لها
    Ben fasulye filizi pizzasıyla diğerlerine benzemeyen siyah pizzacı çocuğum. Open Subtitles أنا شقيق الروح لا مثيل لها... لتقديم هذه البيتزا مع براعم الفاصوليا.
    Evet, ama Dave Thomas ve Roket gemisi 7'ye göre başka bir şeye benzemeyen serüvenlere çıkabilirsiniz. Open Subtitles نعم، لكن وفقاً لـ(ديف توماس) و"المركبة" يمكنك القيام بمغامرة لا مثيل لها
    Elinde onun gibisi yok. - O bu yüzden gitti. Open Subtitles ليس لديه مثيل لها - لذا رحلت -
    Bana göre onun gibisi yok. Open Subtitles كنت لأقول ألّا مثيل لها.
    Bugün mikro - ve nano ölçeklerde, benzeri görülmemiş bir devrim gerçekleşiyor. TED اليوم، على المقياس الدّقيق و النانويّ، هناك ثورة لا مثيل لها.
    Bu, sevgili kardeşim senin için benzersiz bir hediye. Open Subtitles هذا يا أختي العزيزة هدية لك لا مثيل لها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus