tartışma olmaz bugün O zaman ne diyeyim | Open Subtitles | لا أسمع أيّة مجادلة فهل لي بِالقول فوراً |
Yeter , Sheela! Dur1 Şimdi benimle tartışma! | Open Subtitles | كفى شيلا، توقفي عن ذلك الآن لا أريد أن أدخل فى مجادلة |
Aradığınız Bayen'ın katiliyse geçen gece şölende bir tartışma çıkmıştı. | Open Subtitles | اذا كان قاتل باين الذي تبحث عنه كانت هناك مجادلة في الوليمة تلك الليلة |
- Bir hızlı trenle tartışmak gibi bir şey bu. | Open Subtitles | .بإتجاه الترنبول الذي يجب بأن نأتي به - هذا مثل مجادلة مع قطار بالنفق- |
Yanlış bir şey yoksa... ..ertesi sabah Villette'le neden sert bir tartışmaya girdiniz? | Open Subtitles | أذا لم يكن هناك شىء غلط لماذا دخلت فى مجادلة عنيفة مع فاليت فى الصباح التالى ؟ |
Ne? 45 yaşındaki Pakistanlı bi kadınla tartışmayı dene de göreyim seni. | Open Subtitles | إنك تحاول مجادلة امرأة باكستانية في الـ45 من العمر. |
Ne yani, savaşmadan, tartışmadan zayıf noktalarımı yumruklamadan mı? | Open Subtitles | لا عراك ولا مجادلة ولا لكمي في مناطق ضعفي؟ |
Böyle bir mantığa siz bile itiraz edemezsiniz. | Open Subtitles | نعم،حتى أنت لا تستطيعى مجادلة ذلك النوع من المنطق. |
İnan bana, bu çok gereksiz bir tartışma. | Open Subtitles | ثقي بي هذه ليست مجادلة جيدة ميليندا؟ |
Bu tartışma sence de biraz çocukça değil mi? | Open Subtitles | أليست هذه مجادلة لا جدوى منها؟ |
Seninle özgür iradenin tanımı hakkında başka bir tartışma daha yapmayacağız. | Open Subtitles | في مجادلة أخرى عن مفهوم الإرادة الحرّة |
Sanırım yapabilirsiniz. Sanırım, bu şekilde bir tartışma hayal edebilirseniz, kaybedenin kazanana, dinleyiciye ve jüriye, "evet, bu iyi bir tartışmaydı" diyebileceği bir tartışma, o zaman iyi bir tartışma hayal etmiş olursunuz. | TED | و أعتقد أنه، إن كانت تستطيع أن تتخيل هذا النوع من المناقشات حيث يقول الخاسر للفائز و يستطيع الجمهور و المحلفين أن يقولوا، "نعم، تلك كانت مجادلة جيدة." حينها تكون قد تخيلت مناقشة جيدة. |
Çok sert bir tartışma. | Open Subtitles | مجادلة عاصفة جداً |
Ben... tartışma zamanı değil. | Open Subtitles | هذا ليس وقت مجادلة |
Bu işe yaramayacaktır. Yanlış bir tartışma olur. | Open Subtitles | هذا لن يعمل تلك مجادلة عقيمة |
Çocuklarımızın mükemmel olmasını bekliyoruz, bizden asla istenmeyen, ancak yapılması gereken çok şey olduğu için, düşünürüz ve tabii biz ebeveynler her öğretmenle, müdürle, koç ve hakemle tartışmak, çocuklarımızın özel danışmanı, menajeri ve sekreteri gibi davranmak zorundayız. | TED | نحن نتوقع من أبنائنا أن يقدموا أداء على مستوى معين من الكمال لم نستطع نحن أنفسنا الوصول إليه، ولأن المطالب كثيرة، فنحن نعتقد، أنه يجب علينا طبعًا كآباء مجادلة كل مدرس ومدير ومدرب وحَكَم ونتصرف مثل بَوَّابً لطفلنا وراعٍ شخصي وسكرتير. |
Pekala, bu mantıkla tartışmak biraz zor.. | Open Subtitles | -حسنٌ، من الصعب مجادلة هذا المنطق |
...ölümle bitecek bir tartışmaya çağırıyor... | Open Subtitles | إلى مجادلة قد تنتهى بسفك الدماء |
Sinirleniyor ve insanlarla tartışmaya başlıyordu. | Open Subtitles | فقد تنفعل وتشرع في مجادلة الناس. جميعكم تسرعون! |
Chuck'ın toprağa, hasada ve meyveye duyulan saygının. şehvetle ölçülebileceği fikrini tartışmayı bırakalı uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | و منذ أن يإستْ غرايس من مجادلة إفهام تشوك أن الإحترام من أجل الزراعة، الحصاد،و الثمار يمكن أن تقاس مباشرة بالأستعداد المُسبق للشهوانية. |
tartışmadan bir şeyler yapmalıyım. | Open Subtitles | انظري, أريد أن أفعل شئ ما بدون مجادلة. |
Evet, itiraz edecek değilim. Hepimizin bir boku var. | Open Subtitles | نعم، لا أستطيع مجادلة ذلك، لكلّ منّا سيّئاته |
Hadi ama çocuklar, bununla tartışamazsınız. | Open Subtitles | هيا أيها الأصدقاء لا يمكنكم مجادلة شخص بهذه البراءة |