Demek şimdi de böcek zehri endüstrisi için çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً أنت الآن تعمل في مجال صناعة المبيدات |
10 yıldan fazla bir sürede, Afrika'nın en büyüğü olan Nijerya film endüstrisi ülkenin kelimelerini ve dillerini diğer pek çok Afrika ülkesinin kelime hazinesi ve hayal gücüne kattı. | TED | خلال حوالي قرن فقط، قام مجال صناعة الأفلام في نيجيريا، وهو الأكبر في أفريقيا، بنقل كلمات ولغات البلد إلى قاموس ومخيلة الملايين في عدة بلدان أفريقية أخرى. |
Bu yemek endüstrisinin içerisinde bulunduğum için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متحمس جدا لأكون في مجال صناعة الطعام. |
Canlı gey sohbet hattı endüstrisinin Steve Blowjobs'ı ve Mark Sikerberg'iyim ben! | Open Subtitles | أنا ستيف بلوجبز ومارك فكربيرغ في مجال صناعة هاتف جنس الشواذ |
Gıda endüstrisinde çok uzun zamandır bir yemek yapmak için, sadece tek yol olduğuna dair bir kanı vardı, tek mükemmel yol. | TED | للفترة الأطول في مجال صناعة الأغذية, كان هناك شعور أن هناك طريقة واحدة, طريقة مثلى, لإعداد طبق. |
Thomas Edison film endüstrisinde öncüydü, kamera teknolojisinde de. | TED | كان توماس إديسون رائدًا في مجال صناعة الأفلام، كما في مجال تقنيات التصوير. |
Şov işinde olmayan biri... | Open Subtitles | يبدو أنّ احدهم ليس في مجال صناعة الأفلام |
Efendim, benim hiç bir torpilim yok... ve film endüstrisi benim ailem. | Open Subtitles | سيدي ليس لدي أي نفوذ.. ولا عائلتي في مجال صناعة السينما... |
Birleşik Krallık müzik sektörü gösteriyor ki; yalnızca en üst klasmandaki sanatçıların yüzde biri toplam müzik endüstrisi içerisindeki tüm gelirin yüzde 77'sini alıyor. | TED | نظرة حديثة على سوق الموسيقى البريطاني تُظهِر أن نسبة 1% من الفنانين في المملكة المتحدة تُجني فعليًا 77% من إجمالي الأرباح في مجال صناعة الموسيقى. |
Düğün endüstrisinin fallus merkezli peri masalı benzetimi reddediyorum. | Open Subtitles | أرفض مجال صناعة الزيجات التشهير و خرافات الميتادين |
Çünkü son 30 yıl içinde, otomotiv endüstrisinin dışındaki insanlar gerekli mucizeleri yaratmak için milyarlar harcadılar, ancak tamamen farklı amaçlar için. | TED | لأن على مدار الثلاثين سنة الفائتة أُناس من خارج مجال صناعة السيارات أنفقوا مليارات لا تُحصى لصناعة المعجزات اللازمة ولكن لأغراض مختلفة تمامًا |
Hepimiz saldırı değil savunma endüstrisinin bir parçasıyız. | Open Subtitles | أنت وأنا، نعمل... .. في مجال صناعة الدفاع... |
İlk kez bir ödül alıyorum, film endüstrisinde büyük bir ödül. | Open Subtitles | هذه أول مرة أنال فيها جائزة، جائزة كبيرة في مجال صناعة الأفلام |
Oldukça pahalı bir kahve ve çay setiydi. Başından beri biliyorduk. Bu sebeple San Diego'da tanıdığım bazı insanlara gittim ve uzay endüstrisinde de kullanılan köpüren titanyum şekillendirme metodunu kullandık. | TED | وهو طقم قهوة وشاي باهظ الثمن؛ لذلك ، ذهبت فعلا لبعض الناس الذين أعرفهم في جنوب سان دييجو، واستخدمنا أسلوب تشكيل التيتانيوم بالتفجير الذي يستخدم في مجال صناعة الطيران. |
Ve David görsel efektler endüstrisinde yaptığımız gibi her şeyin mümkün olabileceğine inanırdı, yeter ki yeterli zamanın, kaynağın ve tabi paran olsun. | TED | ويؤمن ديفيد ، كما نحن نؤمن في مجال صناعة المؤثرات البصرية ، أن كل شيء ممكن ما دام لديك ما يكفي من الوقت والموارد ، وبطبيعة الحال ، المال. |
Hem gerçekten düşününce meth işinde miyiz biz yoksa para işinde mi? | Open Subtitles | أنحن في مجال صناعة "الميث" أم مجال كسب المال؟ |
Konfeksiyon işinde mi demiştiniz? | Open Subtitles | هل هو في مجال صناعة الثياب؟ |