Ben zaten 28, sadece ucan baslamak icin gidiyor degilim. | Open Subtitles | أنا بالفعل 28، أنها مجرد الذهاب لبدء ترفع من قبل. |
sadece bir süpermarkete gideceksin ve 40 tatlı kaşığı şekeri orada bulacaksın. | Open Subtitles | يجب عليك مجرد الذهاب إلى السوبر ماركت وسوف تحصل على اربعين ملعقة |
Bu yetişkin tripsi deler sadece birkaç dakika içinde vücut sıvısını emer, ve diğer ava yönelir, tüm alan boyunca devam eder. | TED | الكبار يمتصه في غضون عدة دقائق فقط، مجرد الذهاب الى فريسة أخرى، يستمر في كل مكان. |
sadece gölden geçip parti yapacaktık. | Open Subtitles | كنا مجرد الذهاب الى عبور البحيرة والحزب. |
Devon sadece sinif kagitlari butun zaman gidiyoruz? | Open Subtitles | ديفون، أنت مجرد الذهاب الى أوراق الصف طوال الوقت؟ |
sadece Felipe'den kurtulup kendi başıma yeni bir hayata başlayacaktım. | Open Subtitles | كنت مجرد الذهاب الى الابتعاد عن فيليبي والبدء في حدها وحدي. |
sadece konuşabileceğimiz bir yer bulmak için dışarı çıkıyoruz. | Open Subtitles | نحن مجرد الذهاب خارج للعثور على مكان للحديث. |
Bir arama yapmak, sadece bir saniye sürecekti. | Open Subtitles | لإجراء مكالمة واحدة، انها مجرد الذهاب الى اتخاذ ثانية واحدة. |
Aileye özel tören düzenlediler. sadece resepsiyona gidiyoruz. | Open Subtitles | خاص الجنازة، ونحن مجرد الذهاب إلى المنزل بعد ذلك لاستقبال. |
Kongre bu tasarıyı onaylarsa, Senatör sadece başlangıç olacak. | Open Subtitles | إذا تحرك الكونغرس إلى الأمام مع هذا القانون، عضو مجلس الشيوخ مجرد الذهاب أن تكون البداية. |
Ne zaman sıkışsa, biliyoruz ki olay "sadece git ve sat."ın ötesine geçiyor. | Open Subtitles | عندما تنظم وقتك فهذا أكثر شيئ تحتاجه لإدارة عملك "مجرد الذهاب للبيع" |
Ama sonra sadece evde olacaksın. | Open Subtitles | لكن فأنت مجرد الذهاب ليكون المنزل. |
sadece doktora gidemez miyiz? | Open Subtitles | وأنت لا تستطيع مجرد الذهاب الى الطبيب؟ |
Muhtemelen sadece üs için ittireceklerdi. | Open Subtitles | هم على الأرجح مجرد الذهاب لدفع للقاعدة. |
Ben artık anlaşmamızın tamamlandığını ve sadece sana bir sunum yapıp... el sıkışacağımızı sanıyordum. | Open Subtitles | أم، كان أفهم أن كان علينا القيام به، حقا ... أننا كنا مجرد الذهاب للقيام تجول بالنسبة لك ومصافحة. |
sadece cenaze töreninin detaylarını gözden geçiriyoruz. | Open Subtitles | كنا مجرد الذهاب أكثر تفاصيل الجنازة. |
SOC tehdit ve ciinayetlerine beceriyle devam ediyor, kendilerinden sonra gelen herkese bunu yapıyorlar ve sen de sadece yürüyüp gidiyor musun? | Open Subtitles | تواصل SOC للتلاعب، تهديد والقتل كل من يأتي بعدهم، وكنت مجرد الذهاب الى الابتعاد؟ |
Asıl nokta şu, eğer eğitime sadece okula gelip bilgiye ulaşmak şeklinde bakarsak, deneysel bir öğrenme olarak, öğrencilerin seslerini güçlendiren ve başarısızlığı kucaklayan bir şey olarak bakmazsak eğer noktayı kaçırıyoruz demektir. | TED | هذه هي الفكرة الرئيسية فنحن ان بقينا ننظر الى التعليم كما لو انه مجرد الذهاب الى المدرسة للحصول على المعلومات وليس كأنه تعليم تجريبي عملي واقعي يقدس وجهة نظر التطالب .. ويحترم فشله فنحن نفقد المعنى الحقيقي للتعليم |
sadece oraya gideceğim. | Open Subtitles | أنا مجرد الذهاب إلى هناك. |
sadece evime gidiyorum. | Open Subtitles | أنا مجرد الذهاب في الداخل. |