Bütün bu mesele işinin aramıza girmesi olayı sadece bir bahane değil mi? | Open Subtitles | ذلك الموضوع بالكامل حيال عملك الذي يدور بيننا أليس هو مجرد ذريعة منكَ حينما يكون الموضوع الحقيقي يتعلق بها؟ بالتأكيد لا |
Son zamanlarda düşündüm durdum, acaba Jane hayatımı mahvetmek için bir bahane miydi diye. | Open Subtitles | كنت أتساءل في الآونة الأخيرة ما إذا كانت مجرد ذريعة لنسف حياتي. |
O tam da Dagur'un savaş çıkarması için yeterli bir bahane. | Open Subtitles | انها مجرد ذريعة احتياجات داغر للذهاب إلى الحرب |
Pasta sadece bir bahaneydi. | Open Subtitles | الكعكة مجرد ذريعة. |
Pasta sadece bir bahaneydi. | Open Subtitles | الكعكة مجرد ذريعة |
Bu ferman Protestanların kökünü kazımak için bir bahane. | Open Subtitles | هذا القانون مجرد ذريعة للقضاء على البروتستانت |
Çünkü bu yalnızca bir bahane. | Open Subtitles | لأن هذه مجرد ذريعة |
Beni görmek için bir bahane değildi? | Open Subtitles | ولم يكن مجرد ذريعة لرؤيتي؟ |
Pasta sadece bir bahaneydi. | Open Subtitles | الكعكة مجرد ذريعة |