Bazen, evde çamaşır yıkarken çok uzaklardan eve su taşımak zorunda da kalıyorlar. Ya da çamaşırlarını uzaktaki bir dere kenarına taşımak zorundalar. | TED | واحيانا .. يتوجب عليهم احضار المياه من اماكن بعيدة لكي يقوموا بالغسل داخل المنزل او ان يأخذوا غسيلهم الى مجرى المياه |
Yani, onlara su yollarını kirletme olayını söyledim. | Open Subtitles | اانا أقصد ,انا اخبرتهم عن تلويث مجرى المياه |
Her şeyden önce, kaçaklar ve uyuşturucu kaçakçıları su yollarını kullanırlar, otostop yapmak için iyi bir yer değil yani. | Open Subtitles | ، حسناً ، أولاً قبل كل شيء ، إن المهربين ، ومهربي المخدرات ، يقومون باستخدام مجرى المياه ، ليس رائعاً لقطع رحلة فيه |
bu su hattını benim oradan da geçirebilir misiniz? . | Open Subtitles | إذا إستطعت ان تغير مجرى المياه خارج منطقتك |
İçinde su olmayan bir su kaydırağından aşağı doğru kaymayı denedin mi hiç? | Open Subtitles | ألم يحاول الذهاب إلى مجرى المياه والتي لا توجد بها |
su seviyesindeki ani yükselişle ya da nehrin yatağının değişmesiyle meydana gelir. | Open Subtitles | هذا يحدث كثيراً إثر فيضانٍ مفاجئ أو تحوّل مجرى المياه على سبيل المثال |
San Francisco'da su ve kanalizasyon sistemini yeniden düşünmek ve yeniden tasarlamak için 40 milyon dolar harcıyor, çünkü bunun gibi su boşaltım boruları deniz suyu altında kalabilir, geri dönüşüm tesisindeki atıkların dönüşümü için gerekli bakterilerin zarar görmesine neden olur. | TED | سينفق المطار ايضا 40 مليون دولار في اعادة تصميم وتغيير مجرى المياه والصرف الصحي، فأنابيب الماء مثل تلك التي في الصورة تفيض بمياه البحر بسهولة، مما يزيد من نسبة المياه في شبكات الصرف، ويؤذي البكتريا اللازمة لتحليل الفضلات. |
su girişine bir şey engel oluyor. | Open Subtitles | هناك شيء ما سد مجرى المياه |