"محاكمتها" - Traduction Arabe en Turc

• duruşmaya
• duruşması
• mahkemeye
• duruşmasını

Uyuyamıyoruz çünkü arkadaşımız yarın sabah cinayetten duruşmaya çıkıyor.
لا يمكننا ان ننام لأن صديقتنا سوف تتم محاكمتها غدا صباحا لجريمة قتل

Şu anda Kraliçe'nin Donanmasıyla duruşmaya çıkmak için Londra'ya gidiyor.
في طريقها إلى لندن حالياً إنها في عهدة البحرية كي تتم محاكمتها.

Ferguson Wentworth'ta mahkumdu. - duruşmaya kadar.
تم حبس فسرغسون في وينتورث حتى موعد محاكمتها

Bakın, duruşması boyunca dost olmuştuk.
اسمع، نحن أصبحنا على علاقة خلال محاكمتها.

Ama artık duruşması yaklaşıyordu, bu yüzden titremeye başlıyordu.
لكن الأن بما أن محاكمتها كانت تقترب بدأت تشعر بالفزع قليلا

Tam boşanmalık. Ondan kurtulmak için mahkemeye bile beklemek zor.
إنّها قابلة للطلاق، عندما تلتقي بها تتوق إلى محاكمتها

Onun duruşmasını kaçırdım ve beni hayatından çıkardı.
لقد فوت محاكمتها ولقد أخرجتني من حياتها

Eşim sonunda duruşmaya çıkabilecek.
لقد حصلت زوجتي في النهاية على محاكمتها.

Bu çok güzel, ama kızlar kendi derdiniz var. Bree'nin duruşması var.
لكن لديكن مشاكل خاصة بكن يا فتيات بري لديها محاكمتها

Bir ev kadını cinayetle suçlanmıştı, ve duruşması her gün daha şaşkınlık yaratıcı hale geliyordu.
ربة منزل اتهمت بجريمة قتل و محاكمتها كانت تصبح أكثر إثارة كل يوم

- Sanık burada olmasa da aynı şekilde duruşması yapılacak.
ستتم محاكمتها بغض النظر عن ذلك

Bu duruşma davalının mahkemeye çıkabilmek için yeterli olup olmadığını belirlemek için yapılacak.
هذه جلسة لتحديد لو المتهمة مؤهلة لتتم محاكمتها

Bree'nin cinayetten mahkemeye çıktığına inanamıyorum.
لا أستطيع ان أصدق ان بري ستتم محاكمتها بتهمة القتل

Onu bir mahkemeye çıkartacaklar, sözde suçlarını itiraf etmelesini isteyecekler, anladınız mı?
يريدون محاكمتها وإرغامها بالاعتراف بجرائمها المزعومة حسناً؟

- Oh, Buster, onun duruşmasını kaçırmanın kaza olduğunu mu düşünüyorsun?
- (بستر) - أتظن أنكَ فوت محاكمتها بالصدفة؟