| Burada senin kadar taşaklı beş kişi olsaydı 30 avukata ihtiyaç duymazdık. | Open Subtitles | لو كان لدي خمسة رجال هنا بمثل رجولتك لما احتجنا 30 محامياً |
| - Bir avukata danıştık ve bu eyalette kuzeninle evlenmek yasalmış. | Open Subtitles | إستشرنا محامياً و زواجك من إبنة عمك قانوني في هذه الولاية |
| Mahkemenin atadığı avukatı, tutuklama evrakında bir hata bulmuş, ve savcıya dosyayı mühürletmiş. | Open Subtitles | المحكمه عينت محامياً اكتشفت خطئاً في اوراق القبض عليه وجعل المدعي يغلق القضيه. |
| Baban iyi bir avukattı. Sen de iyi bir avukatsın. | Open Subtitles | أبي كان محامياً عظيماً وأنت محامياً عظيماً |
| Bu çok garip, çünkü haziranda ben ayrıldığımda, ...bir avukatla görüşmüştüm, ve o bana işimi geri vermek zorunda olduğunuzu söylemişti. | Open Subtitles | أمرٌ غريب ، لأنه .. عندما غادرت في شهر حزيران قابلت محامياً ، وأخبرني أنه من المستحيل ان لا أستيعد وظيفتي |
| Tam bir zafer diye birşeyin olmadığını bilecek kadar uzun süredir avukatlık yapıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت محامياً لفترة طويلة كافية لكى أعرف أنه لا توجد انتصارات كاملة فى أى مكان |
| Biliyorsunuz. Eskiden Londra'da avukattım. Bu fiyat bana biraz fahiş geldi. | Open Subtitles | كما تعلم، أنني أعتدتُ أن أكون محامياً في لندن، يبدو إنه باهضاً للغاية |
| Hala avukatım var mı öğrenmek istedim. | Open Subtitles | اردت ان اعرف امازلت املك محامياً. |
| Bu sadece herhangi bir avukatın bizim gizli araştırmacımızla konuşması ve tavsiyede bulunmasıyla ilgili değil. | TED | فهذا لا يخص محامياً واحداً فقط قام بالتحدث مع محققنا السري وقدم له اقتراحات |
| Yüzbaşı, anladığıma göre, eğer bu iş mahkemeye giderse avukata değil, rahibe ihtiyaçları olacak. | Open Subtitles | أيتها الرائد، حسب ما أفهم إن كانت هذه القضية ستصل للمحكمة فإنهما يحتاجا قسيساً لا محامياً |
| Sigortalının bir avukata danışmayacağı ihtimali. | Open Subtitles | إحتمالات أن المؤمّن عليه لن يستشير محامياً |
| Başka bir şey demeden, bir avukata danışmalısın. | Open Subtitles | أستشيري محامياً قبل أن نذهب لأبعد من ذلك |
| Eğer avukata gücün yetmiyorsa, mahkeme senin için bir tane ayarlayacaktır. | Open Subtitles | إن لم يمكنك إحضار واحداً سنحضر نحن لك محامياً |
| Eyalet dışı bir avukatı onaylamak, hukuk formalitesine bayağı aykırıdır. | Open Subtitles | حسناً، تأييد محامياً من خارج الولاية مسألة شكلية جداً |
| Yani, babam bir avukattı. Bu anlamsız geliyor. | Open Subtitles | والدي كان محامياً هذا غير منطقي |
| Temiz beyaz bir gömlek giyip bir avukatla görüştüm. | Open Subtitles | أرتديت قميصاً أبيض نظيفاً و قابلتُ محامياً |
| 50'ler ve 60'larda, vatandaşlık hakları konusunda uzman avukatlık hakkında ilk olarak birşeyler okuduğumdan beri avukat olmayı istemekteyim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أصبح محامياً منذ ان قرأت عن محامي الحقوق المدنية في الخمسينات و الستينات |
| Kimsenin sizi yenmesine izin vermeyin. Eskiden bir avukattım. | Open Subtitles | عندك ما أفضل تأخذ تجعلها لا محامياً أكون أن إعتدت |
| Zaten bir avukatım var. | Open Subtitles | أحضرت محامياً بالفعل اخرج من مكتبي |
| Teğmen, danışmanınıza başka bir avukatın atanmasını önerirsem hakarete uğramış hisseder misiniz? | Open Subtitles | هل ستشعر بالإهانة إن طلبت من رئيسك أن يعين محامياً غيرك؟ |
| - Avukat istiyorum. - Evet. | Open Subtitles | أريد محامياً نعم ، أحضري واحد جيد |
| Avukatımı istiyorum güzel kendine birtane bul bunların hepsi seni korumak için | Open Subtitles | اُريد محامياً حسناً أحضري واحداً أعني أن هذا بشأن حماية نفسكِ أليس كذلك؟ |
| Sanırım artık avukatlığa geri dönme vaktim geldi. | Open Subtitles | اظنه الوقت الملائم لي لأاعود لكوني محامياً |
| Hükümet avukatıydı. Ceza avukatlığı falan yapmazdı. | Open Subtitles | كان محامياً حكومياً لم يمارس القانون الجنائي أو شيء كذلك |
| tabiki elindekilerle gelebilmeli ve kendi avukatlığını yapabilmelisin. | Open Subtitles | بالطبع ربما سيتحتم عليك ان تحضر لتكون محامياً عن نفسك |
| Ben bir politikacı değilim, bir hukukçu da değilim. Edecek zekice laflarım yok. | Open Subtitles | لست سياسياً أو محامياً وليس لديّ كلمات ذكية |