Ama tarafsız olmak zorundasın ve tokat iddiasının şerefini her şeyin önünde tutmalısın. | Open Subtitles | لكن عليكِ أن تكونِ محايدة و وضع أمانة رهان الصفع فوق كل شئ |
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi herkesle konuşuyor ve tarafsız olduğu için konuşuyor. | TED | اللجنة الدولية للصليب الاحمر , اي سي ار سي تتحدث للجميع وتفعل ذلك لانها محايدة |
Bunu ilk başta gazeteciler için yapmıştık, dünya olayları hakkında tarafsız bilgi toplamak istiyorlardı. | TED | لقد أنشأنا هذه الأداة في البداية للصحفيين، الذين يريدون الحصول على معلومات محايدة حول أحداث العالم. |
Bu hikâyeyi ele alırken tarafsız bir gözlemci olmadığımı itiraf etmem gerek. | TED | وجب علي الاعتراف بأنني لم أكن محايدة أو هادئة أو نزيهة في تغطية القصة. |
Bakın, halka açık alanlar hiç de göründüğü gibi tarafsız değildir. | TED | كما ترى، الأماكن العامة تكون بالكاد محايدة كما قد تبدو. |
3 gün önce gizli ajanlar tarafsız bölgede... savaş ilan ettiler. | Open Subtitles | قبل 3 أيام, تم الإعلان عن حرب مميته للعملاء السريين. هنا في أرضٍ محايدة. |
Bildiğiniz gibi Amerika'nın Laos'taki katılımı 1962 yılında, Hanoi, Pekin ve Sovyetler tarafından kabul edilen anlaşmalara uygun olarak kurulan tarafsız hükümetin talebine bağlıdır. | Open Subtitles | التدخل الأمريكي هو بناء على طلب حكومة محايدة شكلت حسب قوانين عام 1962 ووافق عليها كل من |
Ortanca kardeş bile, iş aile sorunlarına geldiğinde tarafsız olması gereken kişi bile, | Open Subtitles | حتى الأخت الوسطى، التي يُفتَرض أن تبقى محايدة في المشاكل العائلية |
4. terekenin tarafsız bir üyesi olmam gerekmesinin yanı sıra arı hikayemi yazıyorum. | Open Subtitles | بالإضافة لأني يجب أن أكون صحفية محايدة أعمل حالياً على قصة النحل |
"Neden tarafsız bir bölgeye çekilip... "yerlilere karşı ithal ettiklerimi denemeyeyim?" | Open Subtitles | فلم لا أقف عند زاوية محايدة وأختبر أهميتي بين المحليين؟ |
tarafsız bir şehre gideceğiz... uluslararası jüri heyetinin bulundu... | Open Subtitles | سنسافر إلى مدينة محايدة حيث اللجنة العالمية |
Amacım görüşmeyi tarafsız bir yerde yapmaktı. | Open Subtitles | كانت لدي النية لإجراء هذه المناقشة على أرض محايدة |
İtalya'nın kesinlikle tarafsız kalmaması gereken bu savaş kendi kanıyla tarihin çarklarını döndürecektir. | Open Subtitles | في هذه الحرب، لا يجب مطلقاً علي إيطاليا أن تبقى محايدة ستدور عجلة التأريخ بدماءها |
tarafsız kaynaklar 58.000 kişinin öldüğünü 180.000 kişinin ise işini kaybettiğini söylüyor. | Open Subtitles | وتفيد مصادر محايدة أن أكثر من 58،000 شخص فقدوا حياتهم و180،000 فقدوا وظائفهم |
Size doğru yolu bulmanızda rehberlik etmek için tarafsız bir dinleyici olacağım. | Open Subtitles | سوف أكون مستمعة محايدة لأوجهكم إلى الإتجاه الصحيح |
Bu riskli toplantı için Mandalore tarafsız bölge olarak seçildi. | Open Subtitles | والماندلاور اختاروا ارض محايدة لهذا الاجتماع الثمين |
Hedefini tarafsız bölgede izole et. Hedefe avantaj sağlayabilecek, etraftaki bilindik herhangi bir şeyden kaçın. | Open Subtitles | عزل الهدف في منطقة محايدة ، تفادي البيئة المألوفة أي شيء ربما يقدم للهدف أفضلية |
tarafsız bir konumda buluşmamızın daha üretken bir konuşma yaratacağını düşündüm. | Open Subtitles | خطر لي أن أرض محايدة تقدم حوار أكثر إنتاجية |
Avatar olarak, bu zıtlaşmada tarafsız kalmalısın. | Open Subtitles | كأفتار , انت ِ يجب أن تبقي محايدة في هذا الصراع |
Tamamen tarafsızım, ama onlar benim de favorim. | Open Subtitles | تعلم ، أنا محايدة تماماً . لكنها المفضلة عندي أيضاً |
Senin için ne kadar Neutral. | Open Subtitles | يالها من محايدة بالنسبة لك |
Nötr bir yer seçeceksin, asla birlikte gitmediğiniz bir yer. | Open Subtitles | تختارين منطقة محايدة مكان لم تقصداه معاً أبداً |