"محبطة" - Traduction Arabe en Turc

    • üzgün
        
    • hayal kırıklığına
        
    • kırıklığına uğradım
        
    • sinir bozucu
        
    • üzücü
        
    • sinirli
        
    • depresif
        
    • can sıkıcı
        
    • depresyonda
        
    • hayal kırıklığı
        
    • moral bozucu
        
    • iç karartıcı
        
    • Hüsrana
        
    • kırıklığına uğrayacak
        
    Bak Rach, kadınlar üzgün ve hassas olduklarında bunu anlayabilirim. Open Subtitles اسمعي، يمكنني الشعور بالمرأة عندما تكون محبطة أو حزينة.
    Bu, Noel sabahında hediye paketinden çıksaydı, hayal kırıklığına uğrardım herhalde. Open Subtitles والتي تبدو مثل طرد سأكون محبطة لو فتحته صباح يوم الكريسماس
    Biraz hayal kırıklığına uğradım. Çok fazla önlük vardı. Open Subtitles أنا محبطة قليلاً كان هناك الكثير من المآزر
    Seni sanki ağda yaptırıyormuşsun gibi bağırtabilir. O kadar sinir bozucu olabilir. Open Subtitles تستطيع ان تجعلك تصرخ وكأن الشمع يغطى جسدك، انها محبطة
    Çoğu insan üzücü olduğu için barınakları ziyaret etmek istemediğini söyler. Open Subtitles كثير من الناس يدعون أنهم لا يزورون ملاجئ لأنها محبطة بالنسبة لهم.
    sinirli olmak için bir nedenim yok. Sınırlandırılmış değilim, yazgımdan dolayı hayal kırıklığı duymak için de çok gencim! Open Subtitles ليس لدي سبب لأقلق ,أنا لست مقيدة و أنا يافعة لأكون محبطة من نصيبي
    Yazılarının ürkütücü ve depresif olduğunu duymuş. Seninle tanışmak için can atıyor. Open Subtitles لقد سمع أن كتاباتك مرضية و محبطة إنه يتوق لمقابلتك
    Kabul ediyorum, cezbedici. Ayarlanmış bir randevu biraz can sıkıcı olabilir. Open Subtitles أعترف، بأن هذا مُغري، المواعدة قد تكون محبطة قليلاً
    Biliyorsun son zamanlarda biraz depresyonda ve bunun onu bazı şeylere itmesinden korkuyorum. Open Subtitles فكما تعلمين كانت محبطة في الآونة الأخيرة وانا خائفة من أن هذا قد يدفعها فوق الحافة
    hayal kırıklığı. Cehennem gibi hayal kırıklığı. Yani kendi oraya koymuştum. Open Subtitles محبطـه ، هو يجلعني محبطة كالجحيم ، أعني ، أنا وضعت نفسي حقاً هناك
    Eskisi gibi hayal kırıklığıyla evde üzgün üzgün oturmayı tercih ediyorsun. Open Subtitles ،أنت تفضلين أن تكوني محبطة وتبقي حزينة مثل السابق
    Violet de görevden alındığı için üzgün değil. Open Subtitles وعندما تكون فايلوت غير محبطة نتيجة ايقاف رخصتها الطبية
    Gülücükler saçmanı bekliyordum ama üzgün görünüyorsun. Open Subtitles أتوقع أن تكوني سعيدة لكن يبدو أنكِ محبطة
    Üç hafta önce kertenkele doğurmadığım için hayal kırıklığına uğradığını söyledin. Open Subtitles قبل 3 أسابيع, لقد قلتِ أنكِ محبطة لعدم ولادتي لـ سحلية
    senin ne kadar çok istediğini biliyorum, ve hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum. Open Subtitles نعم، ولكني أعرف مقدار رغبتك في الطفل ولا أرغب أن تكوني محبطة
    hayal kırıklığına uğramış belki... senden çok aşağıda olan biri şimdi senin efendin! Open Subtitles ربما محبطة لأن شخصاً ما كان أقل منكِ وأصبح الآن سيدكِ
    Diğer yönden, bana bu kadar kolay ihanet edebildiğin için hayal kırıklığına uğradım. Open Subtitles و بطريقة أخرى، أنا محبطة لأنكم كنتم على إستعداد لخيانتي
    Çok heyecanlı ve korkumuştum. Ama şimdi hayal kırıklığına uğradım. Open Subtitles لقد كنت مسرورة وخائفة، ولكن الآن أنا محبطة.
    Genellikle cinayet silahını belirlerdim. Bu çok sinir bozucu bir katil. Open Subtitles عادة أستطيع تحديد الأسلحة ولكن هذه محبطة للغاية
    Hikâyen üzücü olmakla kalmıyor, eşarpların da çok boktan. Open Subtitles قصتك ليست محبطة فحسب بل وشاحك ليس انيقاً أيضاً
    Hafızasını tamamen geri kazanamayacak, ama, bilemiyorum, daha az sinirli gibi artık.. Open Subtitles لن تسترجع ذاكرتها كاملة لكنها لم تعد محبطة كثيرا هذا جيد
    Sana inanıyorum, ve seni böyle depresif ve kendini aşağı çekerken görmek beni incitiyor. Open Subtitles أنا مؤمن بكِ, ورُأيَتكِ بهذا الشكل, محبطة ومثقلة على نفسك تؤلمني
    Lisenin bazen can sıkıcı geldiğini biliyorum. Open Subtitles أعلم بأن المدرسة الثانوية يمكن أن تكون محبطة
    depresyonda olduğumda tam bir domuza benziyorum. Open Subtitles لا أستطيع تفادى هذا عندما أكون محبطة
    Yalnız yaşamak ve tek kişilik yemek pişirmek. moral bozucu. Open Subtitles هو فقط يَعِيشُ لوحده ويَطْبخُ لواحد.حاجة محبطة جدا.
    Yani, belki de iç karartıcı bir dişçi ofisinde saplanıp kaldığın için senin adına üzülüyorumdur. Open Subtitles أعنى ربما أنا أشعر بالأسى من أجلك محتجز بداخل عيادة دكتور أسنان محبطة
    Anlamsız cevabı yüzünden mi Hüsrana uğradın? Open Subtitles أنتِ محبطة لأنه عبر عن إجابته في عبارة بلا معنى؟ ..
    Annem hayal kırıklığına uğrayacak. İyi bir evliliğin olduğunu sanıyordu. Open Subtitles أمي سوف تكون محبطة جدا أعتقد أنه من الأفضل أن تعطينا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus