Mümkün olmayan bir şey görüyorum. - Siz de görüyor musunuz, Başçavuşum? | Open Subtitles | ذلك لَيسَ محتملَ هل رأيته أيضاً، ايها العريف؟ |
Kulağa yanlış geldiğini biliyorum, ama her şey Mümkün. | Open Subtitles | أَعْني، أَعْرفُ بأنّ أصواتِ الخاطئةِ، لكن أيّ شئَ محتملَ. |
O zaman bilincini tekrar o hafızaya geri yüklemek Mümkün olabilir. | Open Subtitles | إذاً قَدْ يَكُون محتملَ إرْسال وعيكَ إلى تلك الذاكرةِ |
Hayır! Mümkün değil. Paul'ün yokluğundan faydalanamayacaksınız. | Open Subtitles | لا هذا لَيسَ محتملَ لَنْ إستغلّْ غيابِ بول |
Sonra kendi kendine boğazını ısırmasının pek de Mümkün olmadığına karar verdik. | Open Subtitles | قرّرنَا بأنّه كَانَ غير محتملَ بأنّه مَضغَ خارج حنجرته الخاصة قَبْلَ أَنْ أَخذَ قفزتَه. |
Gerçekçi olursak Eddie. Böyle şeyler Mümkün değildir. İngilizcesi, öyle bir şey yok demek. | Open Subtitles | ذلك لَيسَ محتملَ لَيستْ مثل هذا الشيءِ. |
- Böyle bir şey Mümkün değil. | Open Subtitles | لَكنَّه لَيسَ محتملَ بشكل تجريبي. |
Böyle bir şey Mümkün değil. | Open Subtitles | لا شيئ من هذا سَيَكُونُ محتملَ |
Eğer mümkünse yemek yemek için orta bir görev kurucaklarmış, böyle bir şey Mümkün olsaydı ne olurdu? | Open Subtitles | هَلْ من المحتمل أن يَأْكلُ غذاءَ جيدَ في منتصفِ المهمّة، هَلْ هو يَرغَبُ أَنْ يَكُونَ محتملَ لرَفْع كفاءةِ المهمّة؟ بعض الأفكارَ. |
O benim sahip olduğum herşey... ve onu kurtarmak için Mümkün olan herşeyi deneyeceğim. | Open Subtitles | هي كُلّ عِنْدي... وأنا أعْمَلُ كُلّ شيءَ محتملَ للمُحَاوَلَة لتَوفيرها. |
Usta, acaba kılıcım için gidip dışardan bir materyal getirmem Mümkün mü? | Open Subtitles | السيد، يَكُونُ محتملَ لي للتَرْك ويُعيدُ a مادّة خاصّة لسيفِي؟ |
Ama Mümkün değil, güvenlik bir hastayla birlikte çıkmamıza hayatta izin vermez. | Open Subtitles | هو فقط لَيسَ محتملَ. الحارس لَنْ دعنا خارج مَع a مريض. |
- Hala bir parçanın Christina'yı geri istiyor olması Mümkün olamaz mı? | Open Subtitles | - يُعذرُني؟ - لَيسَ هو محتملَ الذي a جزء منك ما زِلتَ تُريدُ لإسْتِعْاَدة كرستينا؟ |
Korkarım ki bu Mümkün değil. | Open Subtitles | وأَخْشى أَنْ هذا لَيسَ محتملَ. |
Mümkün olan her şeyi denedim. | Open Subtitles | حاولتُ كُلّ شيءَ محتملَ. |
Kendin de söylemiştin Mümkün olabilir diye! | Open Subtitles | قُلتَ هذا لنفسك: محتملَ. |
Bu Mümkün değil. | Open Subtitles | هو فقط لَيسَ محتملَ. |
Mümkün değil. | Open Subtitles | هو فقط لَيسَ محتملَ. |
Tatlım, bu Mümkün değil. | Open Subtitles | العسل، ذلك لَيسَ محتملَ. |
Bu Mümkün değil. | Open Subtitles | ذلك لَيسَ محتملَ. |