Bir ineğin veya timsahın eğri büğrü şekliyle sınırlı kalmadan.. | TED | ليس محدوداً على شكل مثل البقرة أو التمساح. |
Ama bu yeniden inşa lezyonlu alan ile sınırlı değildi. | TED | ولكن نظام إعادة القولبة هذا هو ليس محدوداً في المنطقة المصابة |
Size geçitten sınırlı bir başka yere yerleştirme öenerebiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن أَن نعرض إنتقالاً محدوداً خلال الستارغيت. |
Kapasitem ne bu vücutla ne de Konoha'yla sınırlı değil! | Open Subtitles | قدري ليس محدوداً بهذا الجسم ولا بكونوها أيضاً |
Ama genellikle yerleşme ve uzun dönemli kalma seçenekleri sınırlıdır. | TED | إلا أن خيار التوطين أو الاندماج طويل الأمد غالباً ما يكون محدوداً. |
Saldırganın işinde sınırlanmış gibi hissediyor olabileceğini düşünmüştük. | Open Subtitles | تشخيصُنا للمجرم بدا . محدوداً في عمله |
Bu şaraplardan her yıl sınırlı sayıda üretiliyor. | Open Subtitles | فإن مزرعة العنب تنتج عدداً محدوداً من تلك الصناديق كل عام |
Aslında sınırlı Üçlemeci soruşturması desek daha doğru olur. | Open Subtitles | حسناً، فلنعتبره تحقيقاً محدوداً حول قاتل الثالوث |
Doğaya karşı olan ilgi sadece Sloane gibi koleksiyoncularla sınırlı değildi. | Open Subtitles | الاهتمام بالطبيعة لم يكن محدوداً بالنسبة للجامعين مثل سلون |
Teşkilata inancım var, bu nedenle sana anlatacaklarım sınırlı olacaktır, fakat neticede konuşuyoruz çünkü herkes hikayeyi yanlış anlıyor ve düzeltmeliyiz. | Open Subtitles | وأؤمن بما تقوم به الوكالة لذا ما أنوي إعطاء لك اليوم سيكون محدوداً لكننا نتكلم لأن الجميع يحكي القصة الخاطئة |
Dinlenmesi gerekiyor, bu da demek oluyor ki sınırlı fiziksel... ve mental aktiviteye girmesi gerek. | Open Subtitles | يجب أن تستريح، مما يعني نشاطاً فيزيائياً وذهنياً محدوداً |
Birlikte geçirdiğimiz zaman sınırlı idi. | Open Subtitles | "كان الوقت الذي نمضيه معاً محدوداً كان كلّن يعيش لأجل الساعات القيّمه" |
Geri alabildiğim güç sınırlı. | Open Subtitles | استعدت جزءاً محدوداً من القدرة |
sınırlı bir dünya olacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو عالماً محدوداً |
sınırlı satışı vardı sadece! | Open Subtitles | هم فقط صنعوا عدداً محدوداً |
sınırlı bir yarıktı. | Open Subtitles | كان شقاً محدوداً |
- Bak, sınırlı alarm durumuna geçtik. | Open Subtitles | -اسمعي، لقد أصدرنا إنذاراً محدوداً . |
- Madem nadir, elindeki de sınırlıdır. | Open Subtitles | إن كان نادراً فسيكون ما لديه منه محدوداً |
"bu önemli değil, insan zihni bununla sınırlanmış değil, bizim ilhamımız var!" diyen... | Open Subtitles | ليس محدوداً هكذا، لدينا حدس. |